İslam Coğrafyası Batı’ya Neden Secde Etti?

 

Yollar benim için bilgi çiçeklerinden polen toplama seyahati gibi geçiyor. Her gittiğim yerde yeni şeyler dinliyor, yeni şeyler öğreniyorum.

Daha önce Batman’ın Kozluk ilçesinde görev yapan, bu yazının yazıldığı dönemde Mersin’in Anamur ilçesinde müftü olan Sayın Zeynel Abidin ÇINAR Bey, diyanet personeline konferans vermek için beni davet etmişti. Hem çalışkanlığı hem okuma alışkanlığı hem de düşünme biçimi ile kendisinden istifade ettiğim Müftü Zeynel Abidin ÇINAR Bey, konferanstan önce kısa bir selamlama konuşması yaptı. O selamlama konuşmasını bitirmeden, ben hemen not aldım söylediklerini. Bu yazı, o selamlama konuşmasından yola çıkılarak yazıldı. 

Babamın bana bıraktığı en güzel miraslardan birisidir not alma alışkanlığı. Öğrendiğim, duyduğum birçok şeyi hemen not almaya çalışırım. Çünkü bilirim ki, aldığım notlar kalıcı, duyduklarım geçici oluyor.

Kuran’da 3 Secde

Zeynel Abidin Hoca, “Ben Kur’an’da 3 tane secdeye rastladım” diye söze başladı. Bu secde herkesin bildiği “Tilavet secdesi” değildi. Bahsettiği 3 secdelerin birincisi Meleklerin Âdem’e secdesiydi. Allah meleklerine Âdem’e secde etmelerini emretmişti. “Hani biz meleklere: Âdem’e secde edin, demiştik.” (Bakara, 34)

İkinci secde Firavun’un emrinde çalışan sihir- bazların Hz. Musa’ya secdesidir. Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar; “Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik” dediler. (Taha, 70)

Üçüncü secde ise kardeşlerinin Hz. Yusuf karşısında secdeye kapanmasıdır. “Ana ve babasını taht üzerine çıkardı, hepsi Yusuf için secdeye kapandılar.” (Yusuf, 100) Elbette buradaki secdeler, kulun Rabbine secde etmesi gibi değil, Rabbinin emirleri karşısında secde etmesi, boyun bükmek zorunda kalması olarak anlaşılmalıdır.

Secdelerin Ortak Özelliği

Allah, meleklerin Hz. Âdem’e secde etmesini neden istedi? Topraktan yaratılan Âdemoğlu’nun özelliği neydi ki, cinlerin ve meleklerin secdesini hak ediyordu?

Topraktan yaratılan Hz. Âdem, kendisine verilen akıl-düşünme yeteneği sayesinde eşyaya isim verebilme donanımına sahipti. Allah Hz. Âdem’e ve Meleklere sorular sorarak imtihan etti. Sorulara cevap veremeyen Melekler, Hz. Adem’e secde etmek zorunda kaldılar. 

Firavun’un gözde kulları (!) olan sihirbazlar, neden Rab gördükleri Firavun’a, hem de bütün halkın önünde sırt çevirip karşı geldiler? Öyle bir an ve ortamda yaptılar ki bunu, Firavun Hz. Musa’yı milletin önünde rezil etmek için topladığı kalabalıklar karşısında rezil oldu. Hz. Musa, Allah’ın kendisine yardım etmesi sayesinde sihirbazların hilelerini ortaya çıkardı. Sihirbazların milletin gözünü boyadığını biliyordu ve oyunlarını bozdu. 

Kardeşleri, kurtulmak için kuyuya attıkları Hz. Yusuf’a secde etmek, boyun eğmek zorunda kaldılar. Hz. Yusuf’un rüyaları yorumlama bilgisi, ahlâkı ve dürüstlüğü ile elde ettiği başarı, kardeşlerine boyun eğdirdi.    

Üç secdenin de ortak özelliği, bilmeyenin bilene secde etmesidir. Cehaletin bilgiye secde etmesidir aslında bu secdeler. Şimdi anlıyor musunuz, İslam coğrafyasının Batı’ya 150 yıldır neden secde etmek zorunda kaldığını?

Secdeden başını kaldırmak isteyenler daha çok okumalı. Kıyama kalkarken bilgisizce kalkarsanız, birilerinin kuklası olursunuz. Elinize silah verir, tekbir getirerek tekbir getiren Müslümanlara ateş etmenizi isterler. Kıyama kalkarken bilgiye dayanmaz, bilgiden güç almazsanız, kıyama kalktığınızı zannederken amuda kalkarsınız. 

Okuyanlar Okumayanları Yönetiyor. 

Bu yazının yayınlandığı 2016 yılında yapılmış bir araştırma sonuçları, yolumuzun daha uzun olduğunu gösteriyor. Türkiye’de kitaplara yılda 6,5 TL para ödenirken, telefona 213 TL para ödeniyormuş. Kitap okuma oranı ABD’de %21 iken Türkiye’de maalesef %0,01 civarında. Utanç verici bir tablo var karşımızda.

Okuyun gençler, okuyun.

Çünkü okuyanlar, okumayanları yönetiyor.

Okumayanlar okuyanlara secde etmek zorunda kalıyor.    

 

Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Okun Düşün Uyan

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.