Yaratıcının insana verdiği nimetleri saymayı denemiş olsa bir insan, herhalde ansiklopedi yazmak zorunda kalır. Ne gariptir ki ansiklopedi dolduracak kadar çok nimeti görmeyen insanoğlu, elinde olmayan bazı nimetler yüzünden hayata küsüyor. Dünyanın en sefil, en sıkıntılı insanı bile olsanız, şükretmeniz gereken nimetler, üzülmeniz gereken eksiklerinizden çok daha fazladır.
Herkes tarafından bilinen, bir çırpıda sayılabilecek nimetler olduğu gibi, nimet olduğunun farkında olmadığımız nimetler de var. Bunlardan bir tanesi de “geçinmek için, para kazanmak için, çalışmak zorunda kalmak” nimetidir. Evet, çalışmak zorunda kalmak, yaratanın insanoğluna verdiği en büyük nimetlerden birisidir.
Dünyanın En Zor İşi Boş Gezmektir
Kim ne derse desin, dünyanın en zor işi boş gezmektir. Bunu, iş hayatında boşluklar yaşayan insanlar daha iyi bilir. Birkaç ay işsiz kaldığım dönemde ben de bunu tüm iliklerime kadar hissettim. “Ne kadar zormuş meğer bu boş kalmak!” diyor insan.
Üniversiteyi bitirdiğim gün yaşadığım “boşluk duygusunu” hiç unutmadım. Üniversite yılları, sınav haftaları, vize – final sınavları derken son sınavımızın da sonucu açıklandı. O gün mezun olduğumu öğrendim. Arkadaşlarla biraz muhabbet ettikten sonra evin yolunu tuttum. Ellerim cebimde, üniversite bahçesinden dışarı doğru yürürken kendime sorduğum soruyu hiç unutmadım. “Ben şimdi neyi düşüneceğim?” Düşünecek bir sınav kalmamıştı.
Yaz Tatilinde Sıkılan Öğrenciler…
Okul zamanı, sabah erken kalkmaktan, okula gidip gelmekten, derslerden, yazılı ve sözlülerden bıkan öğrenciler, yaz tatilinin ilk birkaç ayından sonra sıkılmaya ve okulu özlemeye başlarlar. Çünkü boş kalmak, okul zamanı koşturmaktan daha sıkıcıdır.
Boş Durma Ot Yol!
Askere “ot” yoldurmanın temel mantığı da budur aslında. Asıl işi savaşmak olan, her an savaşa hazır olan bir grup, boş kaldığı zaman kendi içinde sıkıntılar yaşamaya başlar. Boş kalan asker ya kendi dertleriyle ya etrafındakilerle uğraşır. Sonunda ya kendisi bunalıma girer ya da çevresindekileri bunalıma sokar.
Kişisel olarak meşguliyet terapisinin en büyük faydasını askerde yaşadım. Bulduğum her boşluğu kitap okuyarak, okuduklarımın özetlerini ajandama geçirerek değerlendirdim. Zihnimi faydalı şeylerle meşgul ederek, anlamsız şeyleri kafaya takmaktan kendimi korumuş oldum.
Boş Duran Emeklilerin Hastalıkları
Boş durmanın insan üzerindeki olumsuz etkisini en iyi gösteren olaylardan birisi de emeklilerin yaşadığı süreç ve sıkıntılardır. Öğrencilik, iş hayatı sürecini tamamlayan bir insan emekli olunca evinde oturmaya başlıyor. Tatiller dışında sabahtan akşama kadar sürekli meşgul olan bir insan, emekli olunca kendisine bir meşguliyet bulmadığı zaman hem aile sıkıntıları yaşıyor hem de birçok hastalığı ortaya çıkmaya başlıyor.
Bu gerçeği çok iyi bilen bazı ülkelerde emeklilik danışmanlığı gibi kurumlar oluşturuluyor. Emekli olan kişinin ilgi alanına göre meşguliyetler tavsiye ediliyor. İster balık tutsun ister bahçeyle ilgilensin. Sağlıklı bir emeklilik geçirmek isteyen kendini mutlaka meşgul etmeli.
Parmağı Kopan Asker!
Savaş meydanlarında yaşanan kahramanlık hikâyeleri içinde, dikkatten kaçan bir güç vardır. Askerin dayanma gücü! Parmağı kopan asker, tetiğe basamayınca parmağının koptuğunu anlıyor. Eline, ayağına batan dikenleri, çatışmalar hafifleyince hissediyor. Düşmana kurşun atmak ya da düşmandan gelen kurşunlara hedef olmamak için öylesi bir meşguliyet içinde oluyor ki asker, her tarafına batan dikenleri hissetmiyor bile.
Büyük hedefleri olanlar, küçük şeylere takılmazlar.
Sivrisinek Durgun Suda Çoğalır!
Meşguliyet terapisini en iyi anlatan örnek, bataklıklarda çoğalan sivrisineklerdir. Hareket halindeki sularda sivrisinekler üreyemezler. Nerede sabit bir su varsa, oraya sivrisinekler tohumlarını ekerler. Zihinsel hareket halinde olan, kendini, bedenen ve zihinsel olarak sürekli meşgul eden insanın zihninde, hiçbir dert (sivrisinek) yuva yapıp çoğalamaz.
Küçük dertlerin sarmaşık gibi sizi sarmasını istemiyorsanız, sivrisineklerin zihninizde yuva kurup sizi delik deşik etmesini istemiyorsanız, kendinizi meşgul edin. Bir işten yorulunca diğer işe koşun!
Meşguliyet terapisiyle kendisini tedavi etmeyenleri, doktorlar tedavi etmek zorunda kalır. Ya siz kendinizle meşgul olun ya da doktorlar sizinle meşgul olmak zorunda kalır. Zihninizde, sivrisineklerin çoğalmasına engel olmazsanız, doktorlar o sivrisinekleri yok etmek için uğraşmak zorunda kalır.
Tercih sizin!
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar