Asla Vazgeçmeyecekler.
Ülkemizi karıştırmak için çalışanlardan bahsediyorum. Bizimle uğraşmaktan asla vazgeçmeyecekler.
Yöntemleri de değişmiyor aslında. Bizim çocuklarımızla bizi vurma projelerini, her dönem yeniliyor, yeni döneme uygun projelerle geleceğe hazırlık yapıyorlar. Bizim çocuklarımıza, bizim gençlerimize, ideolojinin deli gömleğini giydirip, aklını kullanmayan mankurtlara dönüştürüyorlar. Sağ sol kavgası, Türk-Kürt tartışması, Alevî-Sünnî gerginliği, hep bu deli gömlekleri giydirilmiş genç nesilleri heba etme projesiydi.
En son yaşanan FETÖ darbe girişimi de diğer oyunları kuranların “İslam’a Hizmet kılıflı” projesiydi. Müslüman, Sünnî, Ehli Sünnet ve Nurcu bir grup olan FETÖ, milletin silahlarını millete doğrulttu. Milletin tanklarıyla milletini ezdi. Milletin parasıyla alınan uçaklardan millete ve millet meclisine bomba yağdırdı.
Bakmayın siz diğer nurcu grupların “FETÖ ekibi Nurcu değildi” yalanına. 17 – 25 Aralık operasyonundan önce “Üstadımızın hizmetini ve Risaleleri dünyaya taşıdılar” diye övündükleri Hocaefendileri (!) darbe yapmaya kalkışınca “O zaten Nurcu değildi” demeye başladılar. “Biz eskiden de Fethullah Gülen’i sevmezdik” diyenlerin bir kısmı, kendi cemaatlerinden daha zengin oldukları için, kıskançlıklarından bunu söylüyordular. Kavgaları “En hakiki Nurcu biziz!” kavgasıydı sadece. Yoksa Gülen ve ekibinin bir CIA projesi olduğunu düşündüklerinden değil.
Fethullah Gülen’in 1990’lı yıllarda yedek cemaat grupları kurduğunu dinlemiştim. 20 – 25 yıl önce yedek cemaat kuran bir şeytan, 17-25 Aralık sürecine giderken kendine yedek gruplar kurmadı mı sanıyorsunuz? Türkiye’nin en güçlü ve en kalabalık cemaatine gönül vermiş olan yüz binlerce insanın çocukları nerelerde kendilerini gizliyorlar? Bir kısmı farklı cemaatlerin şemsiyesi altında kendini gizlerken, bazıları diğer nurcu grupların içinde, gençler ise yeni yetme Nurcu gruplar arasında saklanıyor. Sadece saklanmıyorlar, yeniden gençleri etraflarında toplamanın hesaplarını yapıyorlar.
Düşünmeyen İnsan Projesi…
FETÖ küçük, Nurculuk büyük projedir. Daha önce defalarca yazdım bu cümleyi sosyal medya hesaplarımda. Projenin adı düşünmeyen insan projesidir. Aklını Risalelere teslim edip düşünmeyen ve sorgulamayan bir nesil yetiştirmeyi başarırsanız, o nesil ile darbe yapmaya teşebbüs etmekte zorlanmazsınız.
Said Nursi’ye Risalelerin yazdırıldığına inanmış bir kitle yetiştirmeyi başarırsanız, aynı kitleye Fethullah Gülen’in kâinat imamı olduğuna inandırmakta zorlanmazsınız.
Hz. Ali’nin Said Nursi’nin Risalelerini müjdelediğine inandırılmış bir kitle yetiştirirseniz, aynı kitleyi 15 Temmuz akşamı milletine darbe yapma konusunda ikna etmekte zorlanmazsınız. Düşünmeyen insan, emirleri sorgulamaz…
Said Nursi’nin elinde kâğıt kalem olmadan cezaevinde Risaleleri yazdığına inandırılmış bir kitleye, Peygamberimizin ashabıyla birlikte FETÖ mahkumlarıyla cezaevinde yemek yediğine inandırmakta zorlanmazsınız.
Düşünmeyen, soru sormayan, sorgulamayan kitleler her şeyi yapmaya ve her şeye inanmaya hazır kitlelerdir.
Kuran’da 33 âyetin Said Nursi’nin Risalelerini müjdelediğini anlatan Nurcu ağabeylerine, “Böyle saçmalık olmaz!” diyemeyen bir kitle, milletin tanklarıyla milletini ezme, milletin uçaklarından milletine bomba atma emrini yerine getirirken ‘Hizmet’ ettiğine inandırmakta zorlanmazsınız. Düşünmeyen insan soru sormaz, soramaz…
Yeni Dönem…
Yeni dönemin şöyle bir tahlili yaparak başlayayım. Yaşadığımız son yıllarda, Cumhuriyet tarihi boyunca kız çocuklarının en çok okullaştığı dönemi yaşıyoruz. Bunun sebeplerinden birisi şehirleşmenin yoğun olması ise önemli bir diğer sebep de başörtüsü probleminin çözülmüş olmasıdır. Kız çocukları demek anne adayları demektir. Anne demek, gelecek nesilleri yetiştirecek olanlar demektir.
Geleceğimize göz dikenler, yeni dönemi iyi okudukları için yeni yetme nurcu grupları besliyorlar. Bu grupların ortak özelliği sosyal medyayı profesyonel kullanan ekipler tarafından yönlendirilmesidir. Hedef kitleleri sosyal medyayı aktif kullanan gençler ve özellikle genç kızlardır.
Yeni yetme Nurcu grupların hepsinin ortak özelliği Risale sohbetleri yapmaları ve gençlere kurtuluşun Risalelerde olduğunu aşılamalardır. Yoğun eleştiri aldıklarından olsa gerek, masalarında 10 tane Risale varsa araya bir tane Kuran sıkıştırmış olmalarıdır.
Yeni Yetme Nurcu Gruplar…
Bu yeni yetme Nurcu grupların başında aktif olan gençleri uyarmak isterim ama biliyorum ki, Risale tüccarlığı ile kazandıkları paralar ve elde ettikleri şöhretin tadı, onların kulaklarını sağır, akıllarını kör etmiş. Ağabeylerinin dillerine sürdükleri balın tadından kulakları duymaz olmuş.
Hesaplarına nereden ne kadar para yattığını, kimlerin üzerine hesaplar açarak paraları aldıklarını, hangi kuryelerin ellerine nakit para getirdiğini, hangi lüks otellerde tatil yaptıklarını, şehir merkezlerinde lüks sohbet merkezleri açarken kimlerin destek olduğunu, kimin desteği ile beş katlı gençlik merkezleri açtıklarını Devlet bilmiyor sanıyorlar.
Sosyal Medya Etkisi…
Bu yeni yetme Nurcu gruplar, açtıkları sosyal medya hesaplarını profesyonel ekiplerle yönetiyor ve büyütüyor. Aslında sohbetlerine gelen 100 kişilik bir grup var. Ancak sosyal medya aracılığıyla, sohbetlerine gelen gençlerden çok daha fazla insana ulaşıyorlar. Hazırladıkları videoları özel efektlerle süsleyip, sosyal medyadan daha çok yayılmasını sağlıyorlar. Yaptıkları kötü esprileri gülme efektleriyle süsleyip dikkat çekmeyi başarıyorlar. Özellikle lise çağlarındaki genç kızları sosyal medya aracılığıyla etraflarına topluyorlar.
Yeni yetme Nurcu grupların bazılarının isimlerini biliyordum. Ancak hepsini bilmiyorum. Her hafta sadece Risale sohbeti yapan grupların hepsi sıkıntılıdır. Ben bildiklerimin ismini yazmayı düşünürken, bu gruplarda aktif olan gençlerden birisi, bana öfkelenip bir mesaj gönderdi. Gönderdiği mesajda her şehirde farklı isimlerle sohbet grupları oluşturduklarını, beni çatlatmak (!) için yazdı. Böylece bana birçok grubun ismini vermiş oldu. Bana mesaj gönderen kişinin yazdıklarını aynen paylaşıyorum:
Sadece Sözlerköşkü, Çayhouse, Nur Mektebi, Çınaraltı, Hayal Hanem değil, sen istesen de istemesen de bu dava haktır devam edecek. Senin iftira atamayacağın kadar envai çeşit derneğimiz var.
İzmir’de Yüsra (hanımlara), Sözlerköşkü, Aypare (hanımlara), Hüma (hanımlara).
İstanbul’da Sözistan, Şemsiye, Hesna (hanımlara), lalezar, Mekteb-i Suffa, Nur Mektebi, Teneffüs vakti.
Gaziantep’te Yol geçen hanı
Denizli’de Meva (hanımlara)
Isparta’da Gençlikforever, Rahle (hanımlara)
Konya’da Zühre (hanımlara)
Malatya’da lemalem
Ankara’da Şemsa (hanımlara), Katre (hanımlara), Çınaraltı.
Elâzığ’da Çatı katı.
Mersin’de Tükenmez Kalem, Hayalhanem
Bursa’da Huzme (hanımlara), Çayhouse
Kayseri’de Kafile
Eskişehir’de İskele olur ismimiz.
Hangi birini engelleyeceksiniz?
Uyanın! Uyandırın!
Aklı sıra “Bizi engelleyemezsiniz” diye beni tehdit ederek bitiriyor mesajını. Benim kimseyi engellemek gibi bir derdim yok. Ben sadece uyarma görevimi yerine getiririm. İsteyen istediği faaliyeti yapar. İsteyen istediği gruba dahil olur. Ben sadece gençleri ve anne-babaları uyarıyorum.
17-25 Aralık operasyonundan sonra ilk gözaltına alınan emniyet müdürleri ve komiserlerin videolarını tekrar izleyin. O ihanete imza atanların hepsi genç komiserlerden oluşuyordu. Onlara o gazı veren ağabeylerinin hepsi yurt dışında keyif sürerken, o genç komiserler yıllardır cezaevlerinde sürünüyor.
Gençler! Aklınızı ve iradenizi hiç kimseye teslim etmeyin. Aklınızı teslim ederseniz, İslam’a hizmet ettiğinizi sanırken, ülkenize ve ümmete ihanet edersiniz.
Bizim Nurculuk diye bir dinimiz yoktur.
Dinimiz İSLAM.
Bizim Risaleler diye bir kitabımız yoktur.
Kitabımız KURAN.
Bizim üstad diye bir önderimiz yoktur.
Önderimiz Hz. MUHAMMED.
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar