Kemalizm Tüccarlığı

 

Son yıllarda FETÖ merkezli tartışmalarla beraber, diğer Din Tüccarı cemaatlerde tartışılıyor. Kişisel olarak FETÖ mücadelesinin başarılı olması için diğer cemaatlerin ve tarikatların da kontrol altına alınması gerektiğini yıllardır yazıyorum. 2014 yılında yayınladığım ‘Cemaatlerin Bağlama Problemi’ adlı kitabımda bu konuyu detaylı bir şekilde işledim.

Cemaat ve tarikatların gençliği kurtarma bahanesiyle, gençleri ellerine aldıklarını, gençliğimizi israf ettiklerini, gençlerimizi ‘İslam’a hizmet kılıflı’ bu tuzaklardan korumamız gerektiğini yazdıkça, benim gibi düşünmeyen, farklı ideolojilerin insanları da bazen bana destek veriyor. Bana niçin destek verdiklerini biliyorum. O konuya geçmeden önce kendi yetişme ortamımı hatırlatayım.

Ben İmam Hatip Lisesi mezunu, dindar bir hayat yaşamaya çalışan insanım. Babam Almanya’ya çalışmak için gitmeden önce Türkiye’de imamlık yapmış bir Anadolu insanıdır. Annem, bir tarikata mensup olmadığı halde, yıllardır çarşaf giyen bir Anadolu kadınıdır. Bütün ailem, akrabalarım ve çevrem dindar insanlardan oluşuyor. Ben bu yaşantım ve bu çevreme rağmen, içinde yetiştiğim dindar camianın hatalarını anlatıp yazıyorum.    

Birçok insan 17-25 Aralık 2013’den sonra veya 15 Temmuz 2016’dan sonra bu konuları yazmaya başladı. 2010 yılında, din eğitiminde yaptığımız iletişim hatalarımızı anlattığım ‘Allah Çocuk Yakmaz’ adlı kitabımı, 2011 yılında, din eğitiminde içerik problemimizi anlattığım ‘Kuran Alfabesi mi Ahlakı mı?’ adlı kitabımı yayınlamıştım. Yazmaya başladığım yıllardan bu güne kadar, eğitim adına yaptığımız hataları anlatmaya ve fikir üretmeye çalışıyorum. Özellikle içinde yetiştiğim dindar camianın hatalarını gündeme getirip, çözüm üretmek için uğraşıyorum.   

Benim, din tüccarı cemaat ve tarikatlara karşı mücadelemi takdir eden bazı Kemalist arkadaşlar, şayet benim kadar samimi ve cesur olsalar, içinde yetiştikleri Kemalizm Tüccarlığı yapan insanları eleştirirler. Maalesef çoğunda bu samimiyet ve cesaret yok. Sizin gibi düşünmeyen insanları eleştirmek kolaydır. Zor olan ve cesaret isteyen şey, içinde büyüdüğünüz ve halen aralarında olduğunuz yapıları eleştirmektir.

Atatürk Kitapları Tüccarlığı

Sadece 2018 yılında elliden fazla Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan kitaplar yayınlandı. Bu kitapları her zaman çok satan kitaplar listesine yerleştirmeyi başarıyorlar. Kitap ve yayıncılık piyasasında çevresi olanlar, bunun ciddi bir proje olduğunu ve nasıl çok satıldığını biliyorlar.  

Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı Nutuk kitabı 10 TL iken, son yıllarda gündemde olan Yılmaz Özdil’in yazdığı Mustafa Kemal kitabı özel baskısı 2500 TL’ye satılacak. Bu Kemalizm Tüccarlığına itiraz edip sesini yükseltecek kaç tane Atatürkçü çıkacak bakalım?

Bu itirazlardan sonra ‘Kitabın gelirini Atatürkçü Düşünce Derneği’ne bağışlama uyanıklığı da yapabilirler. 1881 kitap, 2500 TL’ye satılınca 4.702.500 TL ediyor. İyi para! Cübbeli Ahmed ‘Kabir azabından koruyan kefen’ piyasasından bu kadar para kazanmamıştır! Cübbeli Ahmed kefen için müşteri buluyor da Yılmaz Özdil bulamaz mı? İkisi için de müşteri bol bu memlekette. Aklını kullanmayan insanlar, tüccarlar tarafından dolandırılır.

Kabir azabından koruyan kefen satan kafa yapısı ile her yıl Atatürk’ün hayatını anlatan bir kitap yazıp satan kafa yapısı arasında fark yoktur. İkisi de tüccar kafasıdır. Biri din tüccarı diğeri Atatürk tüccarı…

FETÖ Kemalist değildi ama…

‘Darbe girişimi yapan FETÖ ekibi Kemalist değil dindar, Nurcu bir ekipti ama’ diye itiraz edebilirler. Haklı bir itiraz gibi dursa bile, haklı değiller. Evet FETÖ ‘İslam’a Hizmet kılıflı’, Ehli Sünnet, Nurcu ve geleneksel bir dini yapı olarak büyüdü. Ancak kılıf olarak neye ihtiyaç duyarsa onu kullandı. Profesyonel Münafık bir ekip yetişti orada. Askeriye içinde kendilerini Kemalist gösterdiler. Darbe gecesi parolaları, Mustafa Kemal’in sözünden mülhem, ‘Yurtta Sulh Konseyi’ değil miydi?  

Kısacası Kemalizm öyle kullanılmaya müsait bir maske ki, herkes bu maskeyi kullanıyor. 1960 darbesini Atatürk maskesi ile yaptılar. 1980 darbesini Atatürk maskesi ile yaptılar. 28 Şubat Postmodern darbesini yine Atatürkçülük maskesi ile yaptılar. Bu kadar kullanılmaya müsait bir maske varsa, dini kullanan FETÖ, Atatürkçülüğü ihmal eder mi? Yılmaz Özdil son zamanların en popüler Kemalizm Tüccarı olarak anılacak. Solcuların ve Atatürkçülerin Cübbeli Ahmed’i gibi görünüyor Yılmaz Özdil.  

Kimsenin Adamı Olmayın!

Rahmetli Oktay Sinanoğlu’ndan ‘Bir millet her nesliyle beraber yeniden doğar’ sözünü not almıştım. Bizim yeni bir nesle ihtiyacımız var. Aklını şahıslara teslim etmeyen, düşünen ve sorgulayan bir nesil yetiştirebilmek zorundayız. Emin olun ‘Nurcuyum’ diyen bir insanın da kafası çalışmaz, ‘Atatürkçüyüm’ diyen kişinin de kafası çalışmaz. Çünkü akıl bir şahsa veya ideolojiye teslim edilirse, o akıl sahibi üretemez. Sadece üretilmiş fikrin ve ideolojinin sloganını atar. 

Kendisini Nurcu, Süleymancı, Nakşi, Kadiri, Atatürkçü veya Kemalist diye tarif eden gençlerden ülkemize fayda gelmez. Okuyan, düşünen, üreten ve insanlığın geleceği için çalışan nesiller yetiştirmek istiyorsak, Cübbeli Ahmed kafasından da Yılmaz Özdil kafasından da kurtulmalı bu milletin çocukları.

 

Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Teknoloji Çağında Cemaatlerin Bağlama Problemi

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.