Adalet kelimesinin karşıtı zulümdür. Adil olmayan ise zalimdir. Dinin varlık sebebini iki kelimeyle özetlemek gerekse “tevhit ve adalet’ diye özetlenir. Bireyde tevhidi sağlamak ve toplumda adaleti sağlamak olmalı temel amaç. İslam’ın ve Kuran’ın ana mesajı da tevhit ve adalet üzerine kuruludur. Tevhit, yani Allah’tan başkasına kulluk etmemek ve boyun eğmemek için sürekli uyarılır insanoğlu. Çünkü insan Allah’tan başkasına boyun eğmeye başlayınca, her şeye ve herkese eğilir. Eğilmeye alışanın bir daha doğrulması zordur. Adalet ise bir toplumun ve devletin çimentosudur. Aile içerisinde bile adil davranmayan büyükler, kardeşleri birbirine düşman haline getirir. Adil davranmayan öğretmen öğrencilerinin gözünde küçülür. Adil olmayan işveren sadece çalışanına değil kendisine de zarar verir.
Zü’n-nûreyn Osman
Hz. Osman’ın lakabıdır zü’n-nûreyn. İki kere nurlanmış veya iki nur sahibi demektir. Osman bin Affan’a, Peygamberimizin iki kızıyla evlenmesinden dolayı verilen bir lakaptır bu. Peygamberimizin kızları Ümmü Gülsüm ve Rukiye ile evlenmiştir. İnsanlık ve İslam tarihinde böyle bir lakaba bir daha hiç kimse sahip olamayacak. Peygamberimizin kızıyla evli olan Hz. Osman, eşi ölünce Peygamberimizin diğer kızıyla evlenmiştir. Herkesin Peygamberimize yakın olmak, mümkünse akraba olmak için yarıştığı bir dönemde, Peygamberimizin iki kızıyla evlenmiş tek kişidir Hz. Osman.
Hz. Osman, İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. İslam’ın ilk dört halifesinden birisidir. Peygamberimize ilk inanan insanlardandır. İslam ümmetine örnek ahlakıyla bilinen Hz. Osman, birçok sözüyle insanlarda iz bırakmıştır. Hz. Ebubekir sadakatinden dolayı “Sıddık” lakabı almış, Hz. Ömer adalet konusunda hassasiyetinden dolayı, hak ve batılı ayıran anlamına gelen “Faruk” lakabıyla anılmıştır. Hz. Osman denilince akla ya güzel ahlaklı olması gelir veya lakabı olan zü’n-nûreyn ile anılır.
Nepotizm ve Hz. Osman
Nepotizm, akraba kayırma veya adam kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık demektir. Nepotizm kavramının Latince’de “Nepot” sözcüğünden geldiği, İngilizcede ise “Nephew” (yeğen) olduğu değişik çalışmalarda ifade edilmiştir.
12 yıl süren halifelik döneminde birçok fethin gerçekleştiği bir dönem yaşamıştır Müslümanlar Hz. Osman yönetiminde. Görev süresinin ortalarından sonra akrabalarına ayrımcılık ve torpil yapmaya başlamış Hz. Osman. Mizaç olarak çok yumuşak huylu olmasıyla bilinen Hz. Osman’ın bu zaafı, İslam tarihinde olumsuz olayların başlamasının kapısını aralamıştır. Ganimet paylaşımında adil davranmamış olması, akrabalarına beyt-ül maldan para vermesi, Vali atamalarından kendi kabilesine öncelik vermiş olması gibi sebeplerden dolayı, Hz. Osman döneminde iç isyanlar başlamıştır.
Hz. Osman’ı öldürenler, sahabe veya sahabenin çocuklarıydı. Evi kuşatılarak öldürülmüştür. Olayın ayrıntılarından bahseden kaynaklar çok acı, üzücü ve dramatik sahneler aktarıyorlar. Hz. Osman’ın tüm baskılara rağmen direndiğini “Allah bana bir gömlek giydirmiş. Ben o gömleği çıkartmam” diyerek hilafet makamından ölümü pahasına inmediğini yazar kaynaklar. Cenaze namazını sadece birkaç akrabasının kıldığını aktaran kaynaklar olduğu gibi, çok daha kötü şekilde anlatan farklı kaynaklarda mevcuttur.
Adalet Ölürse!
Tüm bu yazının amacı, Hz. Osman’ı eleştirmek veya gözden düşürmeye çalışmak değil, “adalet” vurgusu yapmaktır. Adaletten sapınca, bunu yapan kişi Hz. Osman gibi iki nur sahibi de olsa, çok büyük zaferlerin komutanı da olsa, içinde sahabenin çocuklarının da olduğu bir toplum tarafından tahttan indirilir veya öldürülür. Adalet konusunda hassas davranmayan tüm yöneticilerin, ders alması gereken ibretlik bir durumdur. Adalet ölürse güven de ölür. Adalet ölürse huzur da ölür. Adalet ölürse toplum yozlaşır. Adalet sadece mülkün değil, sosyal huzurun da temelidir.
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar