Bitmeyen Su Kuyuları!

Su kuyusu açmak için yıllardır para toplanıyor. Ben kendimi bildim bileli bitmedi bu su kuyuları. Su kuyusunun üzerine parasını veren kişinin adını yazıp, resmini ve videosunu da paylaşıyorlar. Bu su kuyusu işinin neden bir türlü bitmediğini kimse sorgulamıyor. Sorgulayanlar da bu işi dillendirmiyor. Susuz olan bölgeye yakın bir yerde küçük bir imalathane kurularak bu işin kökten çözülebileceğini düşünmüyorlar mı? Yoksa su kuyusu için para toplama sektörü çok karlı olduğu için mi böyle devam ediyorlar?

Son yıllarda özellikle üniversitelerde birçok Afrika kökenli öğrenci okuyor. Bazı yerlerde Afrika kökenli lise öğrencileri de var. Yıllarca hayır kurumları vasıtasıyla oralara kurban bağışı yapmış, su kuyusu parası göndermiş ailelerin çocukları da o gençlerle aynı binalarda okuyorlar. “Bu ne anlama geliyor?” diye soracak olursanız anlatayım.

İş hayatına başladıktan sonra yeniden üniversite okumaya heveslenmiş bir öğrencim, tüm derslere katılamasa bile, her hafta üniversite yerleşkesine gidiyormuş. Gençlik yıllarında Afrika için kurban bağışı toplamış, su kuyusu açma faaliyetlerine destek olmuş birisidir kendisi. Özellikle Afrika ülkelerinden gelen gençlerle ahbaplık kurmaya çalışmış. İlk başlarda, yardımcı olduğu gariban, fakir, aç, susuz Afrikalı gençler olduğunu düşündüğü için yaklaşmış onlara. Muhabbetleri ilerleyince, Türkiye’den yapılan yardımları da sormuş. Su kuyusu konusu açılınca Afrikalı gençler gülmüşler. “Şayet su problemi sizin sandığınız kadar derin olsaydı, binlerce insan ölürdü susuzluktan. İnsan bir haftadan fazla susuz yaşayamaz” demiş birkaç Afrika kökenli öğrenci. Kurban eti konusunda da benzer şeyler söylemiş gençler. O eski öğrencim bozuntuya vermemiş ama çok bozulmuş. Yıllarca dernekler tarafından kandırılıp kullanıldığını anlamış.

Para Kuyusu!

Şimdiye kadar kaç tane su kuyusu için para toplandı bilmiyorum. Bir sayı vermek çok zordur. Bir gazeteci oturup biraz inceleme yapsa, şimdiye kadar kaç tane su kuyusunun açılmış göründüğünü hesaplasa iyi olur. “Açılmış göründüğünü” diye özellikle yazdım. Çünkü bir tane su kuyusu için kaç insandan para toplandığı, kaç insanın isminin aynı kuyuya verilip resim ve videosunun çekildiğini hesaplamak imkânsızdır. Aynı su kuyusu üzerine farklı dernekler farklı isimler yazarak, hayır sahiplerine resim ve video gönderiyorlar. Bu dernekler arası bir iş birliği mi, dernekler arası yolsuzluk birliği mi, yoksa tamamen tesadüf mü? Soru soruyormuş gibi cümleler kurduğuma bakmayın. Elbette benim de şahsi fikir ve yorumlarım var bu konularda. Elimde resmi bir belge olsa, o belgeyi burada paylaşırdım. Ancak bir zamanlar Türkiye’nin gündeminde olan meşhur bir cümle vardı. Gençler bilmez ama “Rüşvetin belgesi mi olur ulan ….” cümlesi uzun zaman Türkiye gündemini meşgul etmişti. Bu tür yolsuzlukların belgesi olmaz.

Mahkemelerde gündem olanlar ve medyaya düşenler dışında elimde bir belge olmadığı için, sadece mahkemelere düşmüş olan örneği paylaşacağım. Usulsüzlükleri tespit edildiği için hesapları bloke edilen Kardeş Eli Derneği, yıllar önce başkası adına açılan bir su kuyusunun üzerine kendi bağışçısının ismini yazmış. Sadece su kuyusu üzerindeki tabelayı değiştirip, resim ve videosunu hayır sahibine göndermişler. Su kuyusu işini para kuyusu gibi görenler, böyle bir fırsatı kaçırmamış.

Gazeteci Murat Ağırel’in konuyla ilgili yazdığı yazının ilgili bölümü şöyle; “İdea Uluslararası Yardım Derneği tarafından 1182 no ile ÇAD’da 2020 yılında Ceylan ve Arı aileleri adına su kuyusu açılıyor. Su kuyusunun videosu var. Sonra aynı su kuyusu Kardeş Eli Derneği tarafından Yıldıray Nurten Kaya ve Çocukları adına tabelalar değiştirilerek sanki yeni açılıyormuş gibi ilgilisine gönderiliyor. Yani su kuyusu yapılsın diye bağış yapan kişi yeni bir su kuyusu açıldı, sevap işledim diye düşünürken aslında daha önce açılmış su kuyusunun üzerine yeni tabela asılarak sergileniyor.”  

Afrika Değil Şile!

Bazı dizilerin sadece bir daire içerisinde çekilebildiğini artık birçok insan biliyor. Büyük bir salonun dört köşesine ayrı ayrı arka duvar ayarlayıp, farklı mekanlarmış gibi çekimler yapılabiliyor. Bazı diziler için özel plato kuruluyor. Bir mahalle gibi sokak oluşturulup sokağın her köşesinde ayrı bölümler çekilebiliyor. Bunları niçin anlattım?

Cemaat, tarikat, vakıf ve dernek işleriyle ilgili o kadar çok yolsuzluk hikayesi dinledim ki, hiçbir şeye şaşırmıyorum artık. Arkasını İsmailağa ekibine yaslayıp dernek işleriyle para toplayanlardan birinin yaptıklarını duyunca da şaşırmamıştım. Şaşırmadım ama para için yaptıkları şeytanlığın sınırının olmadığını bir kez daha anladım.

İstanbul’da yaşayan Afrika kökenleri gençleri toplayıp İstanbul’un Şile ilçesine götürmüşler. Şile ve çevresini bilenler bölgede uygun ve sakin ortamlar olduğunu da bilirler. O bölgeye götürdükleri Afrikalı gençler ve aileleriyle videolar çekmişler. Ne videosu olduğunu tahmin edersiniz. Topladıkları bağış, kurban veya su kuyusu paralarıyla Afrika’da yardım yapıyormuş gibi videolar çekmişler. Bu videoları da para bağışı yapan insanlara göndermişler. Çektikleri birçok resmi de hesaplarında kullanmıştırlar. Afrika’da su kuyusu açılsın diye gönderdiğiniz parayla zengin olanlar, Şile’de oluşturulan bir platformda çekilmiş görüntülerle sizi kandırıyorlar.

Kuyudan Çıkın!

Bir kuyunun içine düşseniz ve yukarıya baksanız, sadece kuyunun ağzı kadar yer görürsünüz. Cehalet kuyusu da böyledir, duygusallık kuyusu da böyledir. Önce dininizi öğrenin. Hayır işleri ve para yardımları yapma imkanınız varsa, bu imkanı dinimizin istediği şekilde kullanın. Yakından uzağa doğru yardım yapın. Zekât, fitre, sadaka gibi hayır işlerinizi nereye kullandığınızı araştırın. Elimizin altında ciddi bir teknoloji var artık. Araştırın!

Sadece sosyal medya üzerinden para toplayacak kadar sinsi ve uyanık insanlar var. Duygusal fon müzikleriyle hazırlanan videoları, reklamlar vasıtasıyla size izletiyorlar. Her normal insan, açlıktan kaburgaları görünen, susuzluktan dudakları kurumuş çocukları görünce üzülür. Bu görüntüler üzerine güzel birkaç fon müziği eklendiği zaman, herkes etkilenir. İnsanın bu duygusallığını bildikleri için bu tür görüntülerin altına “bir tıkla bu çocuğa hayat ver” yazıyorlar.

Hangi Devlet?

Yardım işleri yapan bir dernekte üst düzeylerde görev almış, birçok Afrika ziyareti yapmış bir arkadaşla bu meseleleri tartışmıştık. Yardım işlerinin önemli olduğuna inandığımı fakat bunun devlet kontrolü altında yapılması gerektiğini düşündüğümü söyledim. Benim bu sözlerime itiraz eden arkadaşım “Ama biz, devletin giremediği yerlere girebiliyoruz” diye itiraz etti. Kurduğu cümlenin ne kadar yanlış hatta tehlikeli olduğunun farkında bile olmayan o arkadaşa “Hangi devlet size yol açıyor?” diye sormuştum. O günden sonra bir daha benimle bu konuları tartışmadı.

Sait Çamlıca

Eğitimci – Yazar

Kaynak Kitap

Yasal ile Helal Arasında

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.