Yaralı Yaralı Koşmaya Devam Etmeliyiz

Her hafta yeni bir terör hadisesi ile karşı karşıyayız. Hangi terör örgütü olursa olsun, hepimiz biliyoruz ki bu terör örgütleri sadece birer kukla. Kuklaların iplerini elinde kimlerin tuttuğunu herkes biliyor. Güçlü tüm ülkelerin istihbaratçıları, ülkemizin ayağa kalkmaması için, ellerinde ki tüm maşaları, kuklaları piyasaya sürdüler.

Bu tür terör olaylarına alışık olmayan gençler ‘Abi ne zaman bitecek bu terör olayları?’ diye sorduklarında ‘Hiçbir zaman bitmez!’ diyorum. Saldırıları düzenleyenlerin adı değişir ama saldırı planı yapmaktan asla vazgeçmezler.

1980 öncesi sağ – sol kavgalarıyla enerjimizi ve gençliğimizi harcadılar. 1980 sonrası Türk – Kürt kavgasını ateşleyip milletimizi birbirine düşürmeye ve enerjisini harcamaya çalıştılar. 1990’lı yılların başında Alevî – Sûnni kavgası ve Laik – Anti-laik tartışmalarıyla oyaladılar milletimizi. Son birkaç yıldır FETÖ ve DAEŞ dahil oldu bu fitne hareketlerine. Hepsinden yara aldık ama yıkılmadık.

Biz düşman saldırılarına rağmen ilerlemeye devam etmek zorundayız. Yaralı yaralı koşmaya alışmak zorundayız. Saldırılara rağmen ayakta durmaya mecburuz. Bu saldırılar bizi yaralıyor ama aynı zamanda daha güçlü olmamızı sağlıyor. Canımızı acıtıyor ama, ülkemize, vatanımıza ve birbirimize daha çok sarılmak zorunda olduğumuzu hatırlatıyor.

Bize yapılan saldırıların, bizde patlayan bombaların çok az bir kısmı Almanya’da patlasa, Alman halkının dengesi bozulur. Çünkü alışık değiller bu ve benzeri terör olaylarıyla yaşamaya. Almanya başta olmak üzere, terörü ve teröristleri besleyen ülkeler, yakın zamanda besledikleri kargaların kendi gözlerini oymaya başladığını görecekler. Ellerine silah verdikleri, terör eğitimi verdikleri insanlar, vaat edilen hedeflerine ulaşamayınca, kendilerini kandıranlara saldıracaklar. Çok uzak olmayan bir zaman dilimi içerisinde koyunlarında besledikleri akreplerin zehirleriyle felç olacaklar.

Ne zaman kaybederiz?
Terörün ilk ve tek amacı umudu kırmaktır. Umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Ülkemize, devletimize, milletimize, polisimize, askerimize güvenmeye ve destek olmaya devam etmek zorundayız.

Terörün ikinci amacı kargaşa çıkartmaktır. Buna asla izin vermemeliyiz. Suçluyu bulmak için elimizden geleni yapacağız, ancak cezasını devletin vermesi için emniyet güçlerine teslim edeceğiz. Suçlunun cezasını kendimiz vermeye başlarsak kargaşa çıkar ve terörü planlayanlar amaçlarına ulaşmış olur.

Devlet yatırım yapmaya, açılışlar yapmaya devem etmek zorunda. Terörün en temel sebeplerinden bir tanesi, Türkiye’nin büyüyor olmasıdır. Ülkemizin büyümesine engel olmaya çalışıyorlar. Yapılan her yatırım, açılan her tesis terörü destekleyenlere vurulan büyük bir darbedir.

İş kurmak veya işini büyütmek isteyenler ‘ortalık karışık’ düşüncesiyle, yatırım yapmayı ertelememeli. Ertelenen her yatırım terörü finanse edenleri amaçlarına yaklaştırır.

‘Ben sade bir memur, sade bir işçiyim. Ben ne yapabilirim ki?’ diye düşünmemeli hiç kimse. Önümüzde ki iş, elimizde ki mesleği en iyi şekilde yapma gayreti içerisinde olmak, ülkenin geleceği için yatırım yapmak anlamına gelir. Çöpleri toplamaksa kişinin mesleği, sorumlu olduğu alanı en temiz alanlardan biri olması için gayret etmeli. Öğretmen sınıfına ve öğrencisine, imam camisine ve cemaatine, amir memuruna, memur ve işçi işine sahip çıkarak terör ateşinin üzerine su dökebilir.

Unutmayın!
Onlar bizi yaralamaktan vazgeçmeyecek, biz yaralı da olsak, koşmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Sonunda kim mi kazanır?
Allah doğrunun yanındadır.
Allah sabredenlerle beraberdir.