1989 yılıydı. İmam Hatip’te sekizinci sınıf öğrencileriydik o zaman. Yaşımız on beş. Ezgiler dinliyor, marşlar söylüyorduk. Aklımda kalan ezgilerden birisi de bu yazıya başlık olan ezgiydi. Şöyle başlıyordu o meşhur ezgi; ‘Afgan dağlarında kar kucak kucak, ne ev kalmış ne bark ne de bir ocak’. Sözleri kime aitti veya söyleyen kimdi hatırlamıyorum. Ama aradan o kadar yıl geçmiş olmasına rağmen halen sözleri aklımda kaldığına göre, çok sık dinlemiş ve söylemişiz o ezgiyi.
Afganistan Dünya’nın gündemine Taliban ile yeniden gelince önce o ezgi geldi aklıma, sonra da yıllar önce öğrenip şok olduğum başka gerçekleri hatırladım. O ezgileri söylediğimiz yılların üzerinden uzun zaman geçtikten sonra öğrendim ki, Afgan askerlerini Amerika silahlandırıyormuş. Daha doğrusu soğuk savaş yıllarında Amerika Rusya’yı zor durumda bırakmak için, Ruslarla savaş halinde olan Afganları silahlandırıyormuş. O silahların parasını diğer İslam ülkelerinden topluyor, duygusal ezgilerle psikolojik desteği canlı tutuyormuş. Bu gerçeği öğrenince ‘Nasıl şeytani bir tezgah bu?’ diye düşünüp üzülmüştüm. Benzer bir öfkeyi Çeçen mücahitlerinin Çeçen mafyasına dönüştüğünü öğrenince yaşamıştım.
1979 – 1989 arasında Rusya ile Afganistan arasında on yıl süren savaş bitince daha acı şeyler yaşandı. Afgan Mücahitleri bu sefer birbirleriyle savaşmaya başladı. Ruslarla yıllarca savaşmış olanlar, Sovyet Rusya yıkılınca birbirlerine düştüler. Taliban hareketi bu kavga sırasında veya sonrasında ortaya çıktı. Talebeler anlamına gelen Taliban bugün yeniden gündemde.
Sosyal Medya’da Taliban
Taliban yeniden Afganistan yönetimini eline geçirince Sosyal Medya’da gündem oldu. Sağcı, Solcu, İslamcı, Kemalist herkes fikrini yazmaya başladı. Sevinenler olduğu kadar üzülenler de oldu. Sevinenler Amerika kaybetti diye seviniyor, üzülenler geçmişte yaşanan acı olaylar tekrar yaşanacak diye üzülüyor. Amerikan askerlerinin Afganistan’ı terk ettiği videoları paylaşıp, Taliban’ın Amerikan askerlerine karşı zafer kazandığını düşünenler de oldu. Amerika yine başka şeytani bir plan yapıyor diye korkularını yazanlar da…
Uçağın kanadına binip kaçmak isteyenlerin ve özellikle havalanmış olan uçaktan düşenlerin görüntüleri tüm dünyada şaşkınlıkla izlendi. Bu görüntüler hakkında da herkes kendince yorum yaptı. Bazı solcular ‘Müslüman Afganlar Şeriattan kaçmaya çalışıyor’ diye yorumlarken bazı İslamcılar ‘Amerika ile işbirliği yapmış olan Afganlar ihanetlerinin bedelini ödüyor’ diye yorumladılar.
Sosyal medya hesabımda olay çok sıcakken ‘Bir elinde İphone diğer elinde ABD yapımı silah olan insanlar, Afganistan’da kimin hakkını koruyacak sizce?’ diye bir soru yazdım sadece. Gördüğüm fotoğraflar ve izlediğim videolar bana sadece bu soruyu sordurttu. Üzerine kıyafet alacak parası olmayan insanların ellerine o silahları kim veriyor? Amerika’nın korkup kaçtığına inanan var mı? Ellerinde ki silahın mermilerini nerden alıyorlar? Diğer ellerindeki cep telefonunu onlara satan ve şebekelerini kontrol eden güçlerin istedikleri dışında bir şey yapabilecekler mi? Dindarlar yaşanan olaylara sevinmeli mi üzülmeli mi? Bunlara benzer yüzlerce sorunun cevabını bundan sonra yaşanacaklar verecek hepimize.
Türkiye ve Afganistan
Uzmanlar ‘Afganistan’a hükmeden Asya’ya hükmeder’ diyorlar. Yani ‘Afganistan bizi ilgilendirmiyor, bize ne Afganistan’dan’ demeye ülkemizin hakkı yok. Duygusal reflekslerle hareket etmek veya öfkeyle paylaşım yapmak sosyal medya kullanıcıları arasında normal karşılanabilir. Ancak Devleti yönetenler çok ciddi stratejiler belirlemeli. Ne Türkiye 1980’li yılların Türkiyesi ne de Dünya 1980’li yılların dünyası artık. Geçmişi elbette kimse unutmamalı ancak gelecek için stratejisi olmayanlar, başkalarının stratejilerinden piyon olmaktan kurtulamazlar.
Bize düşen, yaşananların ülkemiz ve bölgemiz için hayırlı sonuçlar vermesini temenni etmektir sadece. İlk gençlik yıllarımızda yaşadıklarımız bize, sevinmek veya üzülmek için acele etmemeyi öğretti.