Yarın Çalışmazsam

Ders çalışması gereken bir öğrenci veya kendini yetiştirmek için, kitap okumaya niyetlenen bir genç, “erteleme” hastalığından mutlaka kurtulmak zorunda.

Şeytanın, insanı oyalamak için en çok kullandığı taktiklerden birisidir “erteletme”. “Yarın yaparım, yarın başlarım, hele bugün bir geçsin.” gibi ifadeleri sürekli kullanan genç “erteleme” tuzağında boğulmak üzeredir.

Sağ ve Sol Omuzdaki Melek ve Şeytan!

Çizgi filmlerde bir sahne vardır. Bir karar vermeden önce, düşünmeye başlayan çizgi film karakterinin, sağ omzundan bir melek çıkar ve “İyilik için karar vermesi gerektiğini” söyler. Tam iyi bir şey yapmak için adım atacakken, bu sefer sol omzundaki şeytan görünür “İyilik için adım atmana ne gerek. Âlemin enayisi sen misin? Bak keyfine.” diyerek, iyilik yapmasına engel olmaya çalışır. Bu sahne aslında, hepimizin hayatında yaşadığı bir iç çekişmeyi gösterir. İnsanın iç dünyasında konuşmasının, çizgi filmlerde görünür hâle gelmesidir bu sahne.

Bu sahneyi, kendini yetiştirip geleceğine yatırım yapmak isteyen birçok genç sürekli yaşıyor.

Eve gelmeden önce yaşadığı bir olay üzerine “Artık çalışıp geleceğime yatırım yapmaya başlamalıyım! Bugün eve gidince başlayacağım.” düşüncesiyle çalışmaya karar verir. Eve girip, biraz dinlenip yemek yedikten sonra, dersin/kitabın başına oturmaya niyetlidir. İçinden bir ses “Hadi başla artık! Kendine söz vermiştin!” der. Vicdanın sesi “Başla, çalış!” derken, içindeki diğer ses, oyalamak için bahaneler bulur. “Tamam çalışacaksın ama önce biraz televizyon izle. Zaten akşama kadar okulda kafan patladı.”

Biraz televizyon izleyip dersin / kitabın başına geçme niyetinde olan genç, eline TV kumandasını alıp oturur. Çalışmaktan vazgeçmiş değildir. Sadece ertelemiştir! Nasılsa biraz televizyon izledikten sonra dersin başına geçecektir. Kısa bir süre takılmak için eline aldığı kumandayı bırakması, birkaç saat sürer.

“Artık dersin başına geçmen gerek! Zaman boşa geçiyor.” sesiyle irkilir genç. “Evet artık ders başı yapmam lazım.” diyerek televizyonu kapatmayı başarsa bile, şeytan vazgeçmeyecektir. “İnternette ne var ne yok bir baksana. Belki İnternette seni sohbet etmek için bekleyen arkadaşların vardır. Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde görmen gereken şeyler vardır!” diyerek ikinci kez erteletmeyi başarır.

Bilgisayar başına oturan genç, sayfadan sayfaya, siteden siteye dolanırken, zamanın nasıl geçtiğini bile anlayamaz. Uykusuzluktan göz kapakları ağırlaşmaya başlayınca, saate bakmayı akıl eden genç “ders çalışmaya zamanının kalmadığını” fark eder.

Pijamalarını giyip yatağına uzanırken, hâlen çalışmaktan vazgeçmemiştir. Yastığa başını koyup, yorganı üzerine çekerken, “Yarın çalışmazsam Allah belamı versin!” diyerek uykuya dalar.

Ertesi gün aynı film, aynı sahne, aynı oyun devam eder. Şeytan, insanı mezara girinceye kadar rahat bırakmaz.

Şeytan herkesin zayıf tarafını ve zaafını bilir. Kimisinin televizyona zaafı vardır, kimilerinin bilgisayar zaafı. Bazı gençler müzik dinlemekten ders çalışmaya / kitap okumaya zaman ayıramazken, bazıları da cep telefonuyla oyalanır saatlerce.

Rahatizma Hastalığı!

Bazı gençlerde “rahatını bozmama” hastalığı var. İstiyorlar ki sürekli yan gelip yatsınlar. Niçin ders çalışmadığı / kitap okumadığı sorulunca, “Canım istemiyor! Canım sıkılıyor!” diyerek kaçıyor, geleceğine yatırım yapmaktan.

Okuldan / işten eve gelince çantasını bir tarafa kıyafetlerini bir tarafa fırlatıp uzanıyor uykusu   gelinceye kadar. Saatlerce kanepenin üstünde vakit geçiriyor. Geç saatlerde uyumaya alıştığı için sabah kalkmak, giyinmek, evden çıkmak bir işkenceye dönüşüyor. Akşam eve gidince erken yatıp iş, okul, uyku gibi ihtiyaçlarını düzene sokma niyetinde olsa bile, akşam olunca, tüm niyetlerini unutup yine o kanepeden kalkmıyor.

İşte ben buna Rahatizma hastalığı diyorum. Rahatizma hastalığı, Romatizma hastalığından daha tehlikelidir. Romatizma gibi bedensel hastalıklar, fizikî acılara sebep olduğu için, insan hemen çare aramaya başlıyor. Doktora gidip ilaç kullanarak, tedavi olmaya çalışıyor. Rahatizma hastalığının kısa sürede fiziki bir acısı olmadığı için, tedavi olma ihtiyacı hissetmiyor. Rahatizma hastalığının etkisini “Kaynar suya atılan kurbağa” deneyi ile daha iyi anlatmaya çalışayım.

Kaynar Suya Atılan Kurbağa!

Ertelemelerden dolayı oluşan Rahatizma hastalığının, nasıl bir seyir izlediğini anlatmak için, kurbağalarla yapılan bir deneyi anlatacağım.

Suyun üzerinde sıçrama özelliği olan kurbağalarla ilgili, bilim adamları bir deney yapmış. Deney için, bir tencere su ocağın üzerine konulmuş. Suyun içine bir kurbağa atmışlar. Kurbağa suyun üzerinde öylece duruyormuş. Ocağın altındaki ateşi yakmış bilim adamları. Su, yavaş yavaş ısınmaya başlamış. Su ısındıkça kurbağa yayılmış, gevşemiş.

Sıcaklığın verdiği rahatlığa kendini kaptırmış. Su biraz daha ısınmış. Suyun sıcaklığı arttıkça, kurbağanın vücudu gevşediği için, hareket etmekte zorlanıyormuş. Su, kaynama noktasına gelmiş. Ancak kurbağanın sıçrayıp kaçacak takati kalmamış. Sıcak suyun içerisinde, rahatlığın bedelini canıyla ödemiş kurbağa.

Aynı bilim adamları, kurbağanın sıcaklığa verdiği refleksle ilgili başka bir deney yapmışlar. Yine bir tencere su ocağın üzerine konulmuş. Suyun altı yakılmış. Ancak su iyice kaynamaya başlayıncaya kadar, tencerenin içine kurbağa konmamış. Su kaynamaya başladıktan sonra, kaynayan suyun içine bir kurbağayı atmışlar. “Kurbağa haşlanarak ölmüştür!” diye düşünenler yanıldı. Kaynayan suyun içine atılan kurbağa, can acısıyla kendisini tencerenin dışına atmış. Vücudunda, aniden hissettiği acıyla verdiği refleks, hayatını kurtarmış.

Rahatizma hastalığı, insanı yavaş yavaş öldüren hastalıklara benziyor. Trafik kazalarında olduğu gibi, aniden yaşanan bir ölüm değil, yavaş yavaş gelişen bir hastalık gibidir.

Kitap okuyarak kendini geliştirmek isteyen insanlarda da sınavlarda başarılı olup iyi bir yer kazanmak isteyenlerde de aynı problem var. Sürekli erteleme hastalığı. Her erteleme, yavaş yavaş ısınan suyun içindeki rahatlığa kendini kaptıran kurbağa gibi, reflekslerini zayıflatır insanın.

Ertelemeyin! Başlayın! Şimdi!

 

Sait Çamlıca

Eğitimci – Yazar

Kaynak Kitap

Gençlik Hazinesi

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.