Teknolojinin Dini ve Coğrafyası Olmaz, Ahlâkı Olur

Einstein Yahudi idi ama izafiyet teorisi Yahudi fiziği değildir.

Avrupa’nın başarısı, bilime yatkın bir genetik yapıya sahip oldukları veya fizik ve biyoloji alanlarında sonsuza kadar egemen olacakları anlamına gelmiyor. Teknoloji ve başarının dini, coğrafyası veya ırkı olmaz. İslam, Arap toplumuna inmiş bir din olmasına rağmen, İslam’ın gücü Selçuklu ve Osmanlı döneminde çok daha etkili olmuş ve İslam daha çok yayılmıştır. Sanayi devrimi ve şu an yaşadığımızı bilişim devrimi Avrupa veya Amerika gibi ülkeler eliyle gerçekleştirilmiş olabilir. Ancak önümüzdeki yıllarda bu alanların en iyisi yine Avrupa veya Amerika olacak diye bir kural yoktur.

Dünyanın gidişatını değiştirmek, teknolojiyi yenilemek ve geliştirmek için paradan daha çok; düşünen, çağı okuyan gençlere ihtiyacımız var. Yeni yetişen gençlerimize bu bilinci verebilirsek, düşünen ve insanlık için bir şeyler üretme derdi olan bir nesil yetiştirirsek, Avrupa veya Amerika bugün bizden daha zengin bile olsa, biz bu yarışta öne geçebiliriz. Elimizdeki genç nüfusta bu potansiyel var.

Amerika neden Sovyetler Birliği’nden daha hızlı büyüdü? Çünkü bilgi, Amerika’da daha serbest dolaşıyordu. Bilgi, özgür olduğu ortamda gelişir. Bu gerçeği anne babalar, öğretmenler ve devleti yönetenler asla akıllarından çıkartmamalı. Soru soran, sorgulayan bir nesil yetiştiremeyenler ilerle-yemez. Büyüklerimizin çok veciz bir şekilde ifade ettiği bir gerçek var. “Merak ilmin hocasıdır” derler. Soru sormayan, merak duygusunu kaybeden nesiller geleceğimizi kaybettirir. Çocuklarının soru sormasına, sorgulamasına izin vermeyen anne babalar, çocukların merak duygusunu öldürür. Öğrencilerine sorgulamayı öğretebilen öğretmenler, geleceğimizi kurtaracak nesiller yetiştirmiş olurlar. Özgür düşüncenin olmadığı yerde, bilgi ağacı meyve vermez.

Avrupa sınırlarında olmayan, bizim gibi sanayi devrimini kaçırmış olan Japonya ve Kore gibi ülkeler de kendi teknolojilerini üretebildiler. Sadece üretmekle kalmayıp dünya devlerine meydan okuyacak güce kavuştular. Ümitsiz olmanın bir anlamı yok.

İlk Robotu Yapan İslam Âlimi Cezeri

Yapay zekâ ile çalışan robotlar sürekli daha gelişmiş modelleriyle haberlere konu oluyor. Teknolojinin ve ilmin dini ve coğrafyası yoktur. Yüz yıldan fazla bir zamandır dünyada teknoloji ve bilim denilince akla hemen Batı gelir. Bugün Diyarbakır’ın küçük bir ilçesi olan Cizre’den ismini alan Cezeri, tarihte ilk robot yapan kişi olarak bilinir. Cezeri 1136 senesinde Cizre’nin Tor mahallesinde dünyaya gelmiştir.

Lakabını yaşadığı şehirden alan El Cezeri, öğrenimini Camia Medresesi’nde tamamlayarak fizik ve mekânik alanlarında yoğunlaştı ve pek çok ilke ve buluşa imza attırmıştır. Sibernetik alanının kurucusu kabul edilir. Batı literatüründe M.Ö. 300 senelerinde Yunan matematikçi Archytas tarafından buharla çalışan bir güvercin üretilmiş olduğu belirtilse de robotikle ilgili bilinen en eski yazılı kayıt, Cezeri’ye aittir.

Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot bilimi üzerine çalışmalar yapan ilk bilim adamı olan Cezeri’nin yaptığı otomatik makineler günümüz mekânik ve sibernetik bilimlerinin temel taşlarını oluştur-maktadır. Çalışmalarını “mekânik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçeren Kitap” (El Câmi-u’l Beyn’el İlmî ve El-Amelî’en Nâfi fî Sınâ’ati’l Hiyel) isimli eserinde ortaya koydu.

50’den fazla cihazın kullanım esaslarını, yararlanma olanaklarını çizimlerle gösterdiği bu kitapta Cezeri, tatbikata çevrilmeyen her teknik ilmin, doğru ile yanlış arasında kalacağını ifade eder. Bu kitabın özgün kopyası günümüze kadar ulaşamadıysa da, bilinen 15 kopyasından 10’u Avrupa’nın farklı müzelerinde, 5 tanesi Topkapı ve Süleymaniye kütüphanelerinde yer almaktadır.

Teorik çalışmalardan çok pratik ve el yordamıyla ampirik çalışmalar yapan Cezeri’nin kullandığı bir başka yöntem ise yapacağı cihazların önceden kâğıttan maketlerini inşa edip geometri kurallarından faydalanmaktı. İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalışan benzer bir mekânizmayı, geliştirdiği saatte kullanan Cezeri, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştı.

Bazı makinelerinde hidro mekânik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezeri, bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalıştı. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden faydalanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Cezeri’nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır. Fizikçi ve mekânikçi El Cezeri’nin diğer bir eseri de Diyarbakır Ulu Camii’nin ünlü Güneş Saati’dir. Ebû’l İz El Cezeri’nin Leonardo da Vinci’ye ilham kaynağı olduğu düşünülür. Cezeri 1206 yılında Cizre’de hayatını kaybetmiştir.

 

Sait Çamlıca

Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Teknoloji Kuşatmasında Geleceğimiz

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.