1990 yılında umreye gitmiştik. Otobüslerle, 15 tatilde umreye giden İmam Hatip Liseleri furyası vardı o yıllarda. Bizim okulumuz (Tokat / Turhal İHL) ilk ve son kez gidebildi umreye. Çünkü o yıl başlayan “Körfez Savaşı” sonrası, karayoluyla Hac veya umreye gidişler yasaklandı.
Ben lise 1 öğrencisiydim umreye gittiğimizde. Yolculuk esnasında Şanlıurfa ve Bağdat ziyaretleri sonrası Mekke’ye girdik. Mekke’yi dolanırken hem şaşkınlık hem hayal kırıklığı yaşadım. Bize kitaplarda anlatılan Mekke şehri ile gezerken gördüğüm Mekke arasındaki fark, beni şaşırtmıştı.
Çölde doğan, çölde yaşayan, çölde büyüyen, çölde peygamberlik yapan peygamberimiz, bizim zihnimizde hiç çölden çıkmamış olarak kalmış. Çölde yaşayan bir peygamberi, yaşadığımız şehirlere kasabalara taşımamış, taşıyamamış olduğumuzu fark ettim.
Peygamberin Ailesi, Ahlâkından Fazla Biliniyor!
Çocukluğumuzda, bizim dini bilgimizi yoklamak isteyen büyüklerimiz, hep aynı soruları sorardılar. “Peygamberimizin annesinin adı nedir? Peygamberimizin babasının adı nedir? Peygamberimizin çocuklarının isimlerini say bakalım!” gibi sorulara cevap veremeyen bir çocuk, etrafındakiler tarafından yadırganırdı. Tabiî bu bilgileri öğretmeyen anne baba, kınanma korkusuyla sürekli tekrar ettirirdi.
Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib’in, Mekke’yi Ebrehe’ye karşı koruma mücadelesinden başlayıp doğum yılını ezberlemekle devam eden din eğitimi (!) süreci, peygamberimizin, sütannesinin adı, ilk eşi ve çocuklarının isimlerini ezberleyene kadar devam ederdi.
Hz. Peygamber’in şeceresini ezberletmek için harcanan emekten çok daha fazlasını, peygamberimizin ahlâkını öğretmek için harcamak zorunda olduğumuzu unuttuk. Bunun bedelini de çok ağır ödüyoruz.
Artık okullarda, peygamberimizin hayatını anlatan Siyer dersi seçmeli olarak işlenecek. Siyer derslerinde peygamberimizin şeceresi değil, ahlâkı anlatılmalı.
Erdemliler Grubuna Katılan Genç
Peygamberlik gelmeden yirmi yıl önce, yaşadığı toplum içinde haksızlığa uğrayan insanlara haklarını iade etmek için oluşturulan gruplara dahil olan, yirmi yaşında bir genci anlatmalı Siyer derslerinde. Sosyal problemlere çözüm üretecek vakıf, dernek gibi bir kuruluştur Hılful Fudul (Erdemliler Cemiyeti).
Mekke’de dışarıdan gelen yabancılar için can, mal ve namus emniyeti diye bir şey kalmayınca, isteyenin istediği yabancının malını alıp, karşılığında tek kuruş ödemediği bir ortam oluşunca, haksızlıklara karşı direnmek için bir araya gelen insanların oluşturduğu bir kuruluştur.
Daha yirmi yaşında, güçlüden yana değil haklıdan yana olan, haksızlık karşısında vicdan azabı çeken, haksızlıklara karşı sadece diliyle değil, eliyle de destek olan bir genç Muhammed anlatılmalı Siyer derslerinde.
Peygamberimiz, bu kuruluşun aktif üyelerinden birisidir. Haksızlığa, zulme karşı peygamber olmadan önce direniş göstermiştir.
En Dürüst Adam!
Peygamberimiz, Abdullah oğlu Muhammed olarak yaşadığı toplum içinde, dürüstlük abidesi olarak yaşadı. Peygamberlik öncesi yaşadığı tam 40 yıl boyunca, öylesi bir ahlâk abidesi olarak tanındı ki, O’nu sevmeyenler bile Muhammed-ül Emin dediler ona. Emin olan, güvenilir olan, dürüst olan kişi olarak nam saldı.
Siyer derslerinde çocuklara, Hz. peygamberi anlatırken ailesinin adlarını değil, namı dürüstlük olan bir peygamberi anlatmalıyız.
Hz. Hatice, peygamberimizle yakışıklı oluşuna hayran olduğu için evlenmedi. Onunla emanet ettiği ticaretini dürüst bir şekilde yönettiği için evlendi. Mekke’nin zengin iş kadını olan Hz. Hatice, ticari faaliyetlerini emanet ettiği yetim Muhammed’in dürüstlüğüne, karakterine hayran olduğu için evlendi Efendimizle.
Okullarda işlenecek olan Siyer derslerinde, gençlerin zihnine bu aşk işlenmeli. Dürüstlük abidesi Efendimiz, sadece duruşunun kokusunu yaymış. Dürüstlük kokusuna hayran olan, bu kokuya aşık olan Hz. Hatice, karizmaya değil karaktere aşık olmuş.
Okullarda işlenecek olan Siyer derslerinde, Hz. Muhammed’in seceresi değil, ahlâkı anlatılmalı.
Bu gerçeği anlamaz ve sadece şecere ezberletmeye devam edersek, namazı Allah (c.c.) ile kıldığı hâlde, ticaretini şeytanca yapan Müslüman (!) tipler yetiştirmeye devam etmiş oluruz.
Sait ÇAMLICA
Eğitimci – Yazar