Sanal Para ve Parasız Bankalar

Banka kapılarında banka soygununa karşı güvenlik görevlisi vardır sürekli. Güvenlik görevlisi kıyafeti ve belinde silahla bekler gün boyu. Daha çok paranın olduğu merkezi yerlerde 24 saat güvenlik görevlileri ve elektronik koruma sistemleri vardır. Bankalarda bulunan paraları korumak için kapıya güvenlik görevlisi ve kamera sistemi korumak artık yeterli olmuyor. Bankanın veri tabanlarına koruyan bilgi güvenliği uzmanlarına ihtiyaç var. Bankanın veri tabanına giren bir hacker bankayı sadece soymakla kalmaz, bankanın bütün sistemini kilitleyebilir. Bankayı sadece kapıdaki güvenlik görevlisini koruduğu dönemler geçti. Sadece bankaların değil her kurumun Bilgi Güvenliği Uzmanlarına ihtiyacı var artık.

Diyelim ki alanında çok uzman birkaç Bilgi Güvenliği Uzmanı ile çalışıyorsunuz. Ya Bilgi Güvenliği Uzmanı olarak yanınızda çalıştırdığınız ve yüksek miktarda maaş verdiğiniz kişi bankanızı soymaya kalkışırsa ne yapacaksınız? Bankanın kapısında bekleyen güvenlik görevlisinin, banka müdürüne silah dayayıp “kasayı boşaltın müdürüm” demesinden daha vahim bir durumla karşı karşıya kalırsınız. Bilgi Güvenliği Uzmanına karşı bankanın bilgilerini kim koruyacak?

Lidyalılardan Bitcoin’e!

21. yüzyıl insanlık tarihinin çok önemli geçişlerine şahitlik yapacak. Alışveriş için yüzlerce yıldır kullandığımız madeni ve kâğıt para son dönemlerini yaşıyor gibi. Alıveriş için topraktan alınan mahsuller, hayvanlar, şarap, yağ, tuz ve deniz kabukları gibi ürünler, takas aracılığıyla yapılırken, ilk madeni para M.Ö. 7. yüzyılda Batı Anadolu’da yaşamış zengin bir halk olan Lidyalılar tarafından basılmasıyla son buldu. Para icat edilmeden önce, deniz kabuğundan kıymetli metallere kadar çeşitli mallar değişim aracı olarak kullanılmıştır. Tarihi kayıtlara göre, M.Ö. 118 yılında Çinliler deri para kullanmışlardır. İlk kâğıt para ise M.S. 806 yılında yine Çin’de ortaya çıkmıştır.

Kâğıt ve demir para yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bugün adına “Kriptol Para,” en çok bilinen adıyla Bitcoin denilen sanal paraya karşı devletler bir şey yapamıyor. Ona müdahale etmek ve onunla mücadele etmek istiyorlar ancak ellerinden bir şey gelmiyor. Çünkü böyle bir problemle insanlık tarihinde ilk defa karşı karşıya geldiler. Sahte para basanlara karşı mücadele etme konusunda tecrübeli olan ülkeler “sanal para” konusunda ne yapacaklarını bilmiyorlar. Öyle görünüyor ki binlerce yıl sonra ilk defa kâğıt ve demir para piyasadan silinme tehlikesiyle karşı karşıya. İşin aslı bunun bir tehlike mi, fırsat mı olduğunu da zamanla yaşayarak öğreneceğiz.

1988 tarihli The Economist Dergisi, kapağında yakın bir gelecekte dünyanın dijital paraya geçeceğine işaret eden bir kapak ile yayımlandı.

Bankadan Para Çalamayan Hırsız

2020’li yılların başında nakit parayı tedavülden kaldırmayı plânlayan bir ülkedir İsveç. Şartlar tüm dünyayı o noktaya doğru götürüyor. İlk uygulaması İsveç’te yaşanacak gibi görünüyor. Sonra tüm dünyaya yayılma hızını, artı ve eksilerini yaşayarak öğreneceğiz. Neredeyse iki bin yıldır kullanılan alışveriş aracı olan ‘nakit para’ tarih olacak. 2016 yılında İsveç’te yapılan nakit ödemeler, toplam ödemelerin sadece %2’sine tekabül ediyor. Ödemeler genelde kredi kartı ile yapılıyor. Maaşı kartına yatan kişi alışverişlerini de kart ile yapıyor. Kimsenin cebine para girmiyor. Ortada dolaşan bir nakit yok. İsveç’te bulunan 1600 bankadan 900’ü nakit para alışverişi yapmıyor. Anlayacağınız bankada para yok. Bankayı soymaya kalkışsanız, kasalarda para bulamayacaksınız. İsveç’te 2013 yılında soymak için bankaya giren hırsız, kasasında para bulunmayan bir bankayı soymaya çalışan ilk soyguncu olarak tarihe geçti. Eli silahlı hırsızlar dönemi kapanırken, elinde klâvye olan hırsızlar dönemini yaşıyoruz.

Sanal Hırsızlık

Birikim ve altınlarını evinde saklayan insan pek kalmadı. Genelde banka hesaplarında duruyor insanların birikimleri. İnternet Bankacılığı gittikçe daha çok kullanılıyor. Hırsızlardan paranızı korumak için evinizin kapısını kilitlemeniz veya birikimlerinizi bankaya yatırmış olmanız yetmez. Hırsızlık yapmak isteyenler, sadece evlerin kapı kilidini açmayı bilenler değil artık. İnternet şifrelerini kırarak oturduğu yerden hırsızlık yapanlar da var.

Sosyal medya hesaplarında akraba ilişkilendirmesi yaparken, dayısını ilişkilendiren evli bir bayan, sanal hırsızlık yapmak isteyen kişiye anne kızlık soyadını kendi elleriyle verdiğinin farkında değil. Kız kardeşinin çocuğunun (yeğeni) resminin altına “Dayısının bir tanesi” yazan kişi, sosyal medyadan sanal hırsızlık için malzeme toplayan kişiye, kız kardeşinin anne kızlık soyadını verdiğinin farkında değilse, kız kardeşinin banka hesaplarından para çalmak isteyen kişilere yardım etmiş olur. Her ortamda resim ve konum paylaşmayı seven bir kız kardeşi varsa, sanal hırsıların hangi bankada parasının olduğunu öğrenmesi zor olmayacaktır.

Bitcoin Nereden Çıktı?

Bitcoin 2008 yılında Satoshi Nakamoto tarafından deneysel olarak başlatılmış, herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş ile ilişiği olmayan, ancak ülkelerin para birimleriyle alınıp satılabilen, herhangi bir üçüncü parti hizmetine aracı kurumuna gerek kalmadan transferi yapılabilen bir tür “kripto para” birimidir. Küresel piyasalarda, Dolar ve Euro’ya alternatif olarak lanse edilen Bitcoin’in sembolü ฿, kısaltma ise BTC’dir.

Bitcoin hakkında araştırma yaptığınız zaman karşınıza bu temel bilgiler çıkar. İşin arka plânına çalışan bazı uzmanlara göre ise bu tamamen uydurulmuş bir hikâyedir. Kim tarafından kurulduğu, kimler tarafından yönetildiği bilinmeyen bir sistem olduğunu iddia edenler de var.

Bitcoin Haram mı?

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu “Bitcoin kullanmak haramdır” diye bir fetva verdi 2017 yılında. Kişisel olarak işin fıkhî boyutunu tartışacak değilim. Ancak bu konularla ilgilenen bir dostuma konuyu açınca “Matbaa haramdır!” fetvasını veren eski âlimleri (!) hatırlattı bana. Matbaanın İslam Coğrafyasına geç girmesinin bedelini ne kadar ağır ödediğimizi hatırlattı. Dünyanın ve paranın gidişatını göremeyen, geleceğe dair vizyonu olmayan insanların ve kurumların fetva diye açıkladıkları fikirleri, maalesef gidişattan tamamen kopuktur.

Belki biraz uçuk bir fikir olarak gelecek kulağınıza ancak konuya dair yaptığım okumalar içerisinde en beğendiğim teklifi “Dijital Psikolojik Devrim” kitabında okudum. Sayın Dr. Murat Dağıtmaç ve Nöro psikolog Şehadet Ekmen’in kaleme aldığı kitapta, Türkiye’nin iyi ilişkiler içerisinde olduğu Türk Cumhuriyetleri ve İslam ülkeleri arasında Bitcoin tarzı bir kripto parayı kullanmaya erken başlamasının öneminden bahsediliyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Ne olduğunu bilmiyoruz, öyleyse haramdır” çıkışından ise, “Dünya mecburen o noktaya gidecek. Erken fark edip adım atarsak faydalı olur” ufku daha önemli ve gerçekçi geliyor bana.

Ekonominin Dini

Bankacılık, faiz veya modern ekonomi yönetimi konusunda yeni bir döneme giriyoruz. İster Vatikan’da bir papaz, İsrail’de bir Haham, ister Hindistan’dan bir Din Adamı, ister İran’dan bir Molla veya bizim gibi sünnî bir ülkede din âlimi olsun. Hiçbiri, modern çağ bankacılığı, faiz ve ekonomi konusunda ellerinde var olan fıkıh kitaplarında bir çözüm bulamayacaktır. Faiz bütün dinlerde haram ve günahtır. Sadece Yahudiler, Yahudi olmayandan faiz alabilirler. Faizin haram olduğunu bütün din adamları bilir ve kabul eder, ancak faizsiz bankacılık konusunda slogan atmaktan veya “faiz değil kâr payı” gibi kılıflar bulmaktan öteye gidemiyorlar. Dünyada mevcut olan bankacılığın kurallarına uyarken, kendi tabanlarını ikna edecek söylemler kullanıyorlar. Çünkü din âlimleri ekonomiyi bilmiyorlar. Ekonomistler ise dinden habersiz.

“Ekonominin dini olmaz” diye düşünenler var. Ben öyle düşünmüyorum. Faiz ile zenginin daha zengin olmasını sağlayan ve ihtiyaç sahiplerinin daha büyük sıkıntılar çekmesine sebep olan mevcut dünya düzenine alternatif, daha ahlâklı daha adil bir ekonomi sistemine kafa yoracak uzmanlara ihtiyacımız var. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un “asrın idrakine söyletme” ifadesini çok önemsiyorum. Asrın idrakine söyletebilmek için hem dinî bilgisi sağlam hem çağının ekonomi bilgisine sahip olan nesillere ihtiyacımız var. Dini kılıf olmaktan çıkartıp asrın idrakine söyletebilme ufkuna ve cesaretine sahip olan âlimler, dünya mazlumlarının sömürülmesine engel olacak bir sistemi yazmalılar. Bankacılık ve faiz siteminin olmadığı dönemlerde yaşamış olan peygamberlerin ve âlimlerin uygulamalarından bugünün ihtiyaçlarına cevap bulamazsınız. Din “âdil” olmayı emreder. Bize düşen toplumsal ihtiyacın ve adaletin gözetildiği âdil bir sistem için çalışmaktır.

 

Sait Çamlıca

Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Teknoloji Kuşatmasında Geleceğimiz

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.