Makam, Ayarınızı Ortaya Çıkartır

İşini iyi yapmayan bir memurun aldığı maaşın haram olduğuna inanırım. Yıllardır eğitimlerimde bunu dillendiririm. Bir caminin imamı, bir okulun öğretmeni, Belediye Başkanı veya memuru, Vali, Kaymakam ve Milletvekili… Hangi makam olursa olsun, insan bulunduğu makamın hesabını verecek. Makam ne kadar yüksek olursa, sorumluluk o kadar çok oluyor.

Milletin Makamı…

Unutmayın ki, oturduğunuz makam sizin değil milletindir. O makamda içtiğiniz çayın ve çayınıza kattığınız şekerin parasını bile bu millet ödüyor. Öyleyse bu millete hizmet etmeye mecbursunuz. ‘Milletin işiyle ben mi uğraşacağım?’ diyen kişi o makamı hak etmiyor. Bu kişi Milletvekili de olsa, Vali, Kaymakam, Belediye Başkanı veya Müftü de olsa, makamın hakkını vermek için elinden geleni yapmakla mükelleftir.

Mütevazi Olun…

Bazen 15 – 20 bin nüfuslu bir ilçenin Belediye Başkanı ile oturuyorsunuz. Adamın havasından geçilmiyor. Etrafına birkaç tane şakşakçı almış, şehrin sokaklarında sadece hava atıyor. Yürüyüşü, konuşması, tavırları makamın ağırlığını kaldıramadığını gösteriyor. Birde Cumhurbaşkanı’nın halk içinde ki mütevazi tavırlarını görünce, o küçük belediyenin küçük koltuğunda oturan adamın ne kadar küçük olduğunu anlıyorsun.

Makamlar, millete hava atmak için değil millete hizmet etmek için sizlere emanettir.

Eleştirileri Dinleyin…

Makam sahiplerine hata yaptıran en önemli şeylerden bir tanesi, eleştirilere kulaklarını tıkamalarıdır. Yüksek bir makama gelince, herkes çevrenizde dolaşmaya ve sizi övmeye başlayacak. Sizi sürekli övenleri etrafınıza toplar, eleştirenleri uzaklaştırırsanız, çevrenize kör olursunuz. Akıl gözü, makamın şehveti ve çevrenin alkışlarıyla körelen insanın hatalar yapması kaçınılmaz olur. Bu hatalar sizi hem dünyada hem ahrette ateş çukuruna düşürür.

Halktan Kopmayın…

Seçim dışında ki zamanını iş adamları ve makam sahipleri ile geçiren Milletvekili veya Belediye Başkanları, seçim zamanı halkın içine girince milletten tepki alıyor. Vekil olduğu şehre her gittiğinde aynı 10 kişi ile dolaşan hep aynı kişilerle aynı lüks mekanlarda yemek yiyen Vekil, seçim zamanı aldığı tepkiye şaşırıyor.

Mahalle arasında bir çay ocağında içilen çay, ara sokaklarda bir garibanın evinde yenilen yemek sizi halkın içinde tutar. Bedeniniz halkın arasında dolaşırsa, ruhunuz ve ufkunuz halka hizmet etmeye daha yakın olur.

Okuyun…

Genç bir Kaymakam, ilçesinde yapılacak olan ‘Nurettin Topçu’yu anma programı’ için salona girmiş. Kulis odasında programın başlaması beklenirken, genç Kaymakam ‘Nurettin Topçu gelmişse salona geçelim’ deyince ortam buz gibi olmuş. Yanında ki yöneticilerden birisi kendisini uyarınca, Kaymakam mahcup olmuş.

Bu ülkede yönetici olup, bu milletin değer verdiği insanları bile tanımıyorsanız, mahcup olursunuz.

İşim gereği birçok makam sahibini odasında ziyaret ettim. Odasında ve masasında kitap olan çok az makam sahibine rastladım. Milletvekili, Vali, Belediye Başkanı, Kaymakam, Müftü veya Emniyet Müdürü gibi makamlarda olan insanlar kendilerini yenilemiyor, okumayı hayatlarının bir parçası haline getirmiyorsalar, ‘Bu millet neden okumuyor?’ sorusunu sorma hakkına sahip değiller. Kendisi kitap okumuyor ama öğrencilere kitap dağıtıyorum diye reklam yapıyor.

Okumuyorsanız, milleti de okuyamazsınız. Milleti okuyamazsanız, millete hizmet edemezsiniz.

Makam İnsanı Bozar mı?

‘Makam insanı bozuyor’ diye düşünülür. Bu doğru bir düşünce değildir. Ne yani makam insanı bozuyorsa hep o makamlar kötü insanların elinde mi olsun. Veya tüm makam sahipleri bozuk mu? Makamın havasına, makamın şehveti ve cazibesine kapılırsanız, o makam sizi bozar. Sizi bozan şey makam değil, makamı kullanma ve makama bakış açınızdır.

Yörük atasözü olarak okuduğum ve çok sevdiğim bir söz ile bitireyim.

Makam insanı bozmaz, ayarını ortaya çıkartır.

 

Sait ÇAMLICA