“Veren el, alan elden üstündür, sadaka ömrü uzatır, belalara karşı kurban keserek kurtulmak, büyük bir beladan kurtulmak için veya kurtulduktan sonra kurban kesmek.”
Bunların hepsi, âyet ve hadislerin, tarih süzgecinden geçerken bizde bıraktığı alışkanlıklardır. İslam mayası ile mayalanan medeniyetimiz “paylaşmayı” bir yaşam biçimi hâline getirdi.
Yaşadığımız yüzyıl batı medeniyetinin “bencil” yaklaşımının hâkim olduğu bir dönemdir. Paylaşmayı değil, biriktirmeyi tavsiye eden bir medeniyet. Ne kadar çok biriktirirsen o kadar çok mutlu olacağını dayatan bir medeniyet. Elindeki imkânlarla başkalarını da mutlu etmek yerine, sürekli daha yenisini alarak tüketmeyi reklam eden bir medeniyet.
Social Psychological and Personality Science dergisinden, Kurt Gray’ın yaptığı bir araştırma sonucunu okuyunca, tebessüm ettim sadece.
Bizim medeniyetimiz ve kültürümüz içerisinde malum olanın, bir araştırmacı tarafından ispat edilmiş olduğunu görmenin tebessümü oluştu yüzümde.
Yaşadığımız dünya çeşitli tehlikeleri ve zorlukları içinde barındırıyor. Böylesi bir dünyayla baş edebilmek için direnç, sabır ve irade sahibi olmak gibi kişilik özellikleri çok önem kazanıyor. Bu özelliklere sahip bir çocuk yetiştirmeyi kim istemez ki?
Harvard Üniversitesi’nde yeni yapılan bir araştırma “ahlâkî davranışların” bu özellikleri kazandırdığını ortaya koyuyor.
Social Psychological and Personality Science Dergisi’nde yayımlanan araştırmaya göre bir kişinin bir başkasına iyilik yapması, hatta kendini bir başkasına yardım ederken hayal etmesi; kişiyi zorluklara karşı daha dayanıklı kılıyor ve fizikî açıdan kişiyi daha güçlü hale getiriyor.
Gray araştırmasında iki deney plânlamış. İlk deneyde katılımcılara bir dolar verilmiş ve bu parayı ya kendilerine saklayabilecekleri ya da bir hayır kurumuna bağışlayabilecekleri söylenmiş. Ondan sonra bu kişilerin 5 librelik (yaklaşık 2,5 kilo) bir ağırlığı tutabildikleri kadar uzun süre tutmaları istenmiş. Kendilerine verilen parayı bir hayır kurumuna bağışlamayı tercih edenler bu ağırlığı ortalamadan 10 sn. daha uzun süre tutabilmişler.
Diğer deney ise hayal etmeye dayalı olarak plânlanmış. Bu deneyde katılımcılara kendileriyle ilgili hayali bir hikâye yazmaları istenmiş. Bu hikâyede kendilerini ya bir başkasına yardım ederken ya zarar verirken ya da herhangi bir etkide bulunmazken düşünmeleri istenmiş. Önceki deneyde olduğu gibi, kendilerini bir başkasına yardım ederken hayal edenlerin güce ve dayanıklılığa dayalı eylemlerde diğerlerine oranla daha başarılı oldukları bulunmuş.
Araştırmayı gerçekleştiren Kurt Gray, bunu ahlâkî anlamda “kendini gerçekleştiren kehanet” olarak isimlendiriyor. Yani kişi iyilik yaptığını düşünür ve kendini öyle hayal ederse kendisini daha güçlü olarak algılamaya başlıyor.
Diyetten depresyona kadar pek çok sorunun üstesinden gelmede bunun etkili bir yol olabileceğini söyleyen Gray: “Belki de işe gittiğinizde, dayanılmaz bir yiyeceğe karşı koymanın en iyi yolu o sabah bir başkasına sadaka vermektir.” diyor.
Bu yöntemin anksiyete ve depresyon için de önerilebileceğini belirten Kurt Gray: “Başkalarına yardım etmek kendi yaşamının kontrolünü yeniden ele almanın en iyi yolu olabilir” diyerek depresyon ve anksiyetenin tedavisine ilişkin çarpıcı bir açılım getiriyor.
“Veren el, alan elden üstündür.” diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Aldıkça, biriktirdikçe değil, verdikçe, paylaştıkça daha çok mutlu olacağımızı yıllar önce müjdelemiş.
İmkânı olanlar, belalardan korunmak için, Kurban Bayramı dışında da “korunma kurbanı” kesebilirler. Sigorta primleri ödendiği halde, özel sigorta yaptırmak gibi bir şey yapmış olurlar.
Mutlu olmak için mutlu edin. Sevilmek için sevin.
Daha çok kazanmak için kazandıklarınızdan verin.
Tüm bunlar, sizi manevî olarak güçlendirecektir.
Manevî gücün maddî güçten üstün olduğunu anlamayan batı, maddî gücüne rağmen manevî çöküntü yaşıyor.
Morali bozuk (manevî olarak çökmüş) bir futbolcu, kaslarına / antrenmanlarına rağmen iyi oynayamaz.
Kaslarınızdaki güce değil, kalbinizdeki güce güvenin.
Kalbinizi almak / biriktirmek değil, vermek / paylaşmak güçlendirir.
Veren elin bağlı olduğu kalp, biriktiren elin sahip olduğu kalpten daha güçlüdür.
Kalbinizi ve ruhunuzu güçlendirin.
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar