Araç kullanan herkes bilir ki, sadece birkaç saniyelik dalgınlık kaza yapmak için yeterlidir. Şoför gözünü yoldan ayırmamalı. Önündeki aracı, arkasından geleni, karşıdan gelenleri, kendi yolunda olup olmadığını sürekli kontrol altında tutmak için, elini direksiyondan, gözünü yoldan ayırmamalı.
Emanet olan beden aracıyla hayat yolculuğunu yaparken, iman yolunda kaza yapmama çabası, direksiyonda araba kullanma çabasına benzer. Anlık bir gaflet, çok büyük kazalara sebep olabilir.
Günde beş vakit namaz; 40 rekât ve 80 secde eder. Ortalama 40 dakika sürdüğü düşünülürse, gün içine dağılan zaman dilimleri içinde 40 dakika boyunca, aralıklarla insan, yaratıcıya istikametini gösteriyor. “Yarabbi, senin emrettiğin istikamete, Kâbe’ye dönüyorum! Yolumu, yönümü şaşırmadım!” diyor adeta.
Her rekâtta okuduğumuz Fatiha suresini günde 40 defa okumuş oluyoruz. Bir ayda 1200 defa, bir yılda 14.400 kez Fatiha suresini okuyor bir Müslüman. Kırk yıldır namaz kılan bir insan 576.000 defa Fatiha suresini okumuş oluyor. Namaz dışında okudukları bu sayıya dahil değil.
Fatiha Levhası!
Evlerimize astığımız levhalar vardır. Üzerinde Allah, Muhammed (as), Kelime-i Tevhit yazar. Gözümüz alıştığı için pek bakmayız o levhalara. Fatiha suresi günde kırk defa tekrar edilen, gözümüzü ayıramayacağımız bir levha gibi hayatımızın içinde duruyor.
Fatiha’nın tefsirini yazacak değilim. Fatiha suresini tefsir etmek, hocalarımızın işi… Ancak yorumlamam gerekirse, aklıma geldiği kadarını yazdım:
Ey İnsan! Sen, binlerce alemi yaratan Allah’ın yarattığı, küçük bir alem olan dünyada, milyonlarca insan arasında birisisin. Koskoca kâinatta ne kadar küçük olsan da küçüklüğünü de unutma, gücünü de unutma. Allah sana değer vermeseydi seninle irtibata geçecek bir kapı açmazdı.
Ömür boyunca alnını secdeden kaldırmasan bile, yaratıcının sana verdiği nimetlerin şükrünü eda edemezsin. O’nun Rahman ve Rahim sıfatlarına sığınmayı unutma. Sende etrafındaki insanlara, hatalarına rağmen, rahmet ve merhametle yaklaş.
Nasıl yaşarsan yaşa, öyle bir gün var ki, o gün herkes yaptığı ve yapmadığı her şeyin hesabını yaratıcıya verecek. Dünyada her şeyi unutsan bile, hesap gününü unutma!
Hayat yolculuğunda iniş ve çıkışların olacak. Acıların, mutlulukların, karar anların olacak… Allah’tan başkasının sana yardım edemeyeceğini bile bile, haksızlıklar karşısında boyun eğme. Uğradığın haksızlıklar karşısında boynunu bükme. Allah önünde eğilen başlar tüm menfaatler karşısında dimdik olmalıdır.
Çok bunaldığın, çok yalnız kaldığın zamanlar, “Ben bir garip insanım… Ne tahtım var ne tacım… Tut elimden Allah’ım. Yalnız sana muhtacım…!” mısralarını mırıldanır gibi Fatiha suresini oku.
Doğru yol bir tanedir. O yolun trafik levhaları, elinde tuttuğun bu Kur’an’da yazıyor. Hayat yolculuğunun maddi ve manevi duraklarında, virajlarında, yol ayırımlarında, Kur’an haritasını rehber edin.
“Yarabbi! Sen bize doğru yolları gösteren Kur’an gibi bir rehber göndermeseydin, biz ne doğru yolu bulabilirdik ne de doğru yolda kalabilirdik!” duasını sadece sözlü olarak değil, Kur’an merkezli bir hayat yaşayarak, eylemlerinde de göster.
İnsanlık tarihi, yolunu sapan, yolunu şaşıran insanların ve kavimlerin acı hikâyeleriyle doludur. Hz. Musa’nın kavmi doğru yolda kalamamış, Allah’ın gazabını üzerlerine çekmişler. Hz. İsa’nın kavmi, yollarını şaşırıp sapıtmış.
Araba kullanırken bir anlık gaflet, büyük bir kazaya neden olur. Fatiha, hayat yolculuğunun, iman direksiyonunda kaza yapmamıza engel olmak için sürekli okutulur.
Kâbe bedeninizin, Fatiha kişiliğinizin kıblesidir.
Kıblenizi şaşırmayın!
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar