İmam Hatip Liselerinin tarihi, Cumhuriyet tarihinin din devlet ilişkilerinin gidişatı açısından önemli bir yere sahiptir. Yasal olarak açılmasına izin verilmesinden engellenmesine, engellerin kaldırılmasından teşvik edilmesine kadar, her dönemi ayrı bir inceleme konusudur.
2002 yılından bu yana İmam Hatip Lisesi mezunlarının ağırlıkta olduğu bir yönetici kadrosu var Türkiye’de. Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, yöneticilerin önemli bir kısmı İmam Hatip Lisesi mezunudur. İmam Hatip Liselerinin çoğalması için özel çaba gösterilmiş, en üst perdeden destek verilip teşvik edilmiş olmasına rağmen, özellikle son yıllarda öğrenci sayısı azalıyor.
Tezek Kokusundan Lüks Binalara
1950’li yıllardan 2000’li yıllara kadar, İmam Hatip Liselerinin önemli bir kısmını Anadolu insanı para toplayarak inşa etti. Köylerden erzak toplandığı gibi, Kurban derisi de toplandı. Hayırsever insanların bağışlarıyla birçok okul binası yapıldı. Benim gibi ortaokul yıllarına kadar Almanya’da okumuş olup, Türkiye’de İmam Hatip Lisesinden mezun olan bir arkadaşım “Eskiden İmam Hatip Liseleri tezek kokardı” demişti. Sebebini açıklarken, öğrencilerin çoğunun köyden geldiğini, köyü yakın olanların sabah ahırı temizledikten sonra okula koşturduğunu söylemişti. 1993 yılında mezun olmadan önce benzer sahnelere şahit olmuştum bende.
Son yıllarda, Türkiye’de birçok okul binasında olduğu gibi, İmam Hatip Liseleri de çok gösterişli ve lüks binalara sahip oldular. Öğrenci profili eskisi gibi köyden gelen gençlerden oluşmuyor. Bunda köy nüfusunun azalmış olmasının etkisi de çok elbette.
Zor şartlarda ve para toplanarak inşa edilen binalar varken sürekli öğrenci sayısı artıyordu İmam Hatip Liselerinin. Birçok yerde yeni bina yapmayı bile yetiştiremiyordular. Şimdi ise birçok yerde çok güzel binalar inşa edildi devlet tarafından ancak o binalar doldurulamıyor bile. Doldurulamadığı gibi sürekli öğrenci sayısı azalıyor. Medyaya düşen haberlerde verilen rakamlar şöyle;
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, iktidarın tüm yönlendirmelerine karşın imam hatip lisesindeki öğrenci sayısı, 2021-2022 eğitim öğretim dönemine göre 2022-2023 eğitim öğretim döneminde 37 bin 972 azaldı. 2022’de 617 bin 278 olan imam hatiplerdeki öğrenci sayısı, 2023 yılında 579 bin 306’ya kadar geriledi. İmam hatiplerdeki öğrenci kaybına karşın okul sayısı artırıldı. 2022 yılında bin 694 olan imam hatip lisesi sayısı, 2023 yılında bin 715’e çıkarıldı.
Tüm teşvik ve desteklere rağmen, İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin sayısının azalıyor olmasının birçok nedeni var. Birkaç nedenden bahsedeceğim sadece.
Din Eğitimi Genel Müdürlüğü
Tüm diğer nedenler yanı sıra en büyük suçlunun “Din Eğitimi Genel Müdürlüğü” yöneticileri olduğu gerçeğini vurgulamak zorundayım. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Din Eğitimi Genel Müdürlüğü yöneticileri, sadece piyasanın hoşuna gidecek hamleler yaparak geçirdiler yıllarını. Daha lüks bir bina, daha şatafatlı bir isimle İmam Hatip Lisesi açarak, öğrencilerle o binaları doldurabileceklerini sandılar. Teknoloji kuşatmasında büyüyen gençlerle, köyden şehre okumak için gelen gençler arasında dağlar kadar fark olduğu gerçeğini anlamadılar bile. Bunu kendilerine hatırlatan insanların sözlerini ciddiye almadılar. Tezek kokulu binalar ağzına kadar dolarken, lüks binaların boşalıyor olmasının en büyük suçlusu, Din Eğitimi Genel Müdürlüğü yöneticileridir.
Süslü İsim ve Tabela
Eskiden sadece İmam Hatip Liseleri vardı. İmam Hatip Lisesi isminin önüne süslü ve dikkat çeken isimler koyarak kalitenin artmayacağını bile düşünemediler. Müfredat ve kaliteyi arttırmak için çalışması gerekenler, süslü kelimelerle eksikliklerini kapatmaya çalıştılar. Son yıllarda açılan bazı İmam Hatip Liselerinin adları şöyle;
Anadolu İmam Hatip Lisesi, Proje Anadolu İmam Hatip Lisesi, Hafız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Fen ve Sosyal Bilimler Anadolu İmam Hatip Lisesi, Fen ve Teknoloji Hafız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Teknoloji Anadolu İmam Hatip Lisesi, Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Program Okulu, Anadolu İmam Hatip Lisesi Spor Proje Okulu, Güzel Sanatlar Anadolu İmam Hatip Lisesi.
Bu okulların birkaç tanesinin yöneticisi ile görüşüp içeriği hakkında bilgi almıştım. Maalesef okulun adında ki şatafat, okulun müfredatında ve eğitiminde yok. Bunu o okulların yönetici ve öğretmenleri de biliyor ama konuşamazlar. Birkaç idealist idareci ve öğretmenin özel çabası olmasa, herhangi bir İmam Hatip Lisesi eğitiminde farklı bir eğitim verilmiyor. İhtiyaç duyulan alanda yetişmiş yeterince personel olmadığı halde, bu isimleri okullara vererek öğrenci toplamaya çalışmak gibi, çocukça işler yaptılar.
Kulağa hoş gelen süslü isimler bulmayı bilmek dışında meziyeti olmayan Din Eğitimi Genel Müdürlüğü yöneticilerinin, İmam Hatip Liselerine verdiği zararın telafisi kolay olmayacak. Belki de imkansız olacak!
İletişim Problemi
Bizim öğrencilik yıllarımızda, İmam Hatip Liselerinde ki Meslek dersleri öğretmenlerinin önemli bir kısmının, ciddi bir iletişim problemi vardı. Meslek dersi öğretmenlerinin çoğu İlahiyat Fakültesi mezunu, birkaç tanesi Arapça Öğretmenliği gibi bölümlerden mezun hocalardır. Öğrencileriyle iyi ilişkiler kurmak, onlara kendisini sevdirmek gibi konularda genelde meslekçilerle sıkıntılar yaşanıyordu. Birkaç tane güler yüzlü meslekçi olmasa, hepsini aynı kategoriye koyardım. Öğrenciye tepeden bakan, kusur avcısı olan, öğrencilere fırça atmaktan zevk alan karakterde insanlardı büyük bir kısmı. O yıllarda dayak atmak zaten normal karşılandığı için dayak konusunu vurgulama ihtiyacı bile duymadım.
Bu yazıyı 2023 yılında yazıyorum. Ben 1993 yılında İmam Hatip Lisesinden mezun oldum. Aradan geçen otuz yıllık zaman diliminde değişen fazla bir şeyin olmaması hem şaşırtıcı hem üzücü bir gerçektir. Belki dayak işi artık kalmadı ama Meslek dersleri öğretmenlerinin iletişim problemleri halen devam ediyor.
Sevilmeyen Öğretmen
Öğrenciler için sevilen ders veya sevilmeyen ders yoktur. Sevdiği öğretmenin dersini de sever öğrenci. Öğretmenini sevmiyorsa, o dersi de sevmezler genelde. Öğretmen eğitimlerinde bu konuyu işlediğim zaman “kalbine giremediğiniz öğrencinin beynine giremezsiniz” diye anlatıyorum. Matematik öğretmenini sevmeyen bir öğrencinin Matematik dersini sevme ihtimali çok zayıftır. Kuran’ı Kerim, Arapça, Siyer gibi din derslerine giren öğretmenlerini sevmeyen öğrenciler, o dersleri de okulu da sevmezler.
Eskiden İmam Hatip Liselerinde tek tip öğrenci olurdu. Kız öğrenciler içerisinde başı açık öğrenci nerdeyse hiç olmazdı 1990’lı yıllarda. Toplumun köyden şehre göç etmiş olmasıyla beraber, dindar ailelerin yaşam tarzı da değişti. Artık Türkiye’nin birçok İmam Hatip Lisesinde başörtüsü takmayan öğrenciler de var. Başörtülü olmak veya olmamak, öğrencilerin kendi içlerinde ki iletişim açısında bir problem olmuyor. Ancak bazı İlahiyatçı öğretmenlerin tutucu tavrı, öğrencileri okuldan uzaklaştırıyor. Başını örtmeyen öğrencilere psikolojik baskı uygulayan öğretmen ve idareciler var. Bir İmam Hatip Lisesinde, koridorda yürüyen birkaç tane başı açık kız öğrenciye “işte Cehennem odunları yürüyor” diye bağırmış bir İlahiyat hocası. Bunu diğer tüm öğrencilerin duyacağı şekilde yapmış. Bunu bana o öğrencilerden birisinin annesi anlatmıştı. Bu kafa yapısındaki öğretmenler, çocukları okuldan uzaklaştırıyorlar.
Müfredat Yoğunluğu
“Matematik sınavından 90, Fizik yazılısından 80 alan oğluma Kuran hocası yarım sayfa eksik ezberi yüzünden 45 vermiş hocam. Ben şimdi bu çocuğu o okulda nasıl tutacağım?” diye bana soru soran Anneye cevap verememiştim. Bunu yapan Kuran hocasına sorsanız “Allah rızası için” yaptığını iddia edecek. Hatta yarım sayfa daha ezber yaptırsa sevap kazanacağını sanacak kadar tutucu ve cahil birisidir.
Maalesef İmam Hatip Liselerinin müfredatını hafifletmeyi beceremediler. Diğer tüm lise öğrencilerinden çok daha fazla ders işleyen gençlere, bu fazladan dersler konusunda yardımcı da olmadılar. Müfredatın ciddi anlamda hafifletilmesi gerektiği sürekli tartışılmış olsa da, asla ciddi bir adım atılmadı. Ortaokul ve lise ile birlikte eskiden yedi yıl süren eğitim, yeni sistemde sekiz yıl sürüyor olmasına rağmen, öğrencileri ezber gibi sıkıcı derslerle boğdular. Anlayışsız yönetici ve eğitimcilerin baskısını çekmek istemeyen, yoğun müfredat baskısından sıkılan öğrenciler, ortaokul sonrası İmam Hatipten ayrılmayı tercih ettiler.
Millet Kapatırsa!
28 Şubat sürecinde İmam Hatip Liselerini baskıyla kapattılar. On yıl gibi kısa bir süre sonra İmam Hatip Liseleri yeniden canlandı. 28 Şubatçıların kapattığı İmam Hatip Liselerini açmak kolaydı. Yasal engelleri kaldırıp, bina tahsis ettikten sonra İmam Hatip binaları öğrenciyle doldu. Yeni bir 28 Şubat süreci yaşamamış olmamıza rağmen İmam Hatip Liseleri ciddi anlamda kan kaybetmeye başladı yeniden.
Bu sefer 28 Şubatçılar değil, piyasaya oynamak ve slogan atmaktan başka bir şey bilmeyen insanlar yüzünden kapanıyor İmam Hatip Liseleri. Binalar çoğaldı ama öğrenciler azaldı. Bazı yerlerde bin kişilik okul binalarının yarısı bile doldurulamıyor.
28 Şubatçılarının kapattığı İmam Hatip Liselerini açmak kolay oldu da, millet İmam Hatip Liselerini kapatmaya devam ederse, o okulları yeniden canlandırmak çok daha zor olacak. 28 Şubat ve İmam Hatipler denilince herkesin aklına “Çevik Bir” gibi birkaç simge isim geliyor. Slogan ve piyasaya oynama günahı yüzünden imam hatip liselerine darbe vuran kişiler olarak kim veya kimlerin adı anılacak?
Devletin ve milletin eline verdiği imkanları, sloganlara boğanlara yazıklar olsun.