İcatlar ve İnsanlar

Her icat bir ihtiyaçtan kaynaklanır. Her yeni icat yeni fırsatlar getirir ve yeni problemler doğurur. Her problem yeni bir icadın kapısını aralar. İhtiyaç icadı, icatlar fırsatları ve sorunları doğurur. Her sorun yeni çözüm ister. Bu döngü sürekli böyle devam eder.

Tekerleğin icadından tırnak makasının icadına kadar, abaküsün icadından buhar gücünün keşfine kadar tüm icatlar ihtiyaçlardan dolayı yapılmıştır. Her icat insanın işini kolaylaştırmıştır.

Abaküsün neden icat edildiğine bakıldığı zaman hesap makinesi gibi kullanılarak iş yükünü azaltması ve zamanın verimli kullanılması için yapıldığını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Abaküs zamanın önemli bir hesap makinesiydi ve oldukça işe yarıyordu.

Su ve yel değirmenleri insanın kas gücüne destek olan en önemli icatlar arasında sayılır. Yanınızdan akıp giden ırmağa mekânizmayı kurduğunuzda veya esen rüzgâra doğru açıda bir yel değirmeni yerleştirdiğinizde bedava bir güç elde ediyorsunuz. Peki rüzgâr esmeyince ne yapacaksınız? Hava ve coğrafya koşullarından bağımsız olarak güç elde etmek isteyenler 18.yüzyılın başına kadar beklemek zorunda kaldılar.

Cenazeden Cenazeye İlerleyen İcatlar

Bazı icatlar çekilen acılar veya ölen insanlardan sonra yapılır. Arabalarda kullandığımız emniyet kemeri ilk başlarda, uçaklarda olduğu gibi, sadece iki nokta koruyucusu şeklinde kullanılırmış. Bugün tüm dünyada kullanılan üç nokta koruyan emniyet kemerlerinin geliştirilmesi, birçok insanın trafik kazalarında ölmesi sonrası düşünülmüş bir tedbirdir. İki noktalı emniyet kemerlerinin kullanıldığı yıllarda, trafik kazalarında kafasını cama çarpma sonucu yaralanan ve ölen insan sayısı çok olurmuş. Yapılan kazalar ve ölümler otomobil sektörünü sürekli geliştirmiş.

Kanla Yazılan Kurallar

24 Mart 2015 Salı günü Almanya’nın Germanwings isimli havayolu firmasının 9525 sefer sayılı uçuşunu gerçekleştirecek olan uçağı, Barcelona’dan Düsseldorf’a hareket etmek üzere kalkmış, ancak Düsseldorf’a varamadan Fransa’nın dağlık bir bölgesine düşmüştü. Daha doğrusu yardımcı pilot tarafından düşürülmüştü. 144 yolcu, 6 mürettebattan kurtulan olmadı.

27 yaşındaki yardımcı pilot Andreas Lubitz’in psikolojik problemleri olduğunu da yazdı haber siteleri, borç batağı içerisinde olduğunu da. Sebebin ne olduğu önemli değil ancak birçok insanın ölümüne sebep olacak bu olaya intihardan daha çok cinayet denildi.

“Havacılığın kuralları kanla yazılmıştır.” denir. Kanla, yani tecrübe ve acı kayıplarla yazılmış kurallar. Başka bir ifadeyle yeni ihtiyaçlar, yeni kurallar ve icatlar getirmiştir.

Uçağa bindiğimizde acil durum kurallarını anlatır hostesler. Bu kurallar içerisinde acil iniş durumunda cebimizdeki kalemi ve ayakkabımızı çıkartmamız istenir. Bu kural, sebebini bilmeyen için tuhaf gelebilir. Ancak bu kural, birçok acı tecrübenin sonunda konulmuş önemli kurallardan birisidir. Geçmiş yıllarda yaşanmış ölümlü uçak kazalarında yapılan otopsi incelemelerinde, bazı ölümlerin ani ve sert sallanma veya çarpma esnasında cepteki kalemin kalbe saplanması ile gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bazı ölümlerin topuklu ayakkabının sivri yeri yüzünden olduğu saptanmıştır. “Bilim cenazeden cenazeye ilerler” diyor Fizikçi Max Planck.

2015 yılında Alman Germanwings uçağı kazasından (!) sonra havayolları yeni bir kural daha getirdi. “Hiçbir pilot, kokpitin içinde yalnız kalmayacak.” kuralı. Pilotlardan birisi uçuş esnasında tuvalete gideceği zaman, kabin görevlilerinden birisi kokpitin içinde diğer pilotun yanında beklemek zorunda artık.

“İnsan tek başına kaldığı zaman şeytana uyabilir.” gerçeğinden yola çıkılarak böyle bir kural konuldu. Bu kuralın gerekli ve önemli olduğunu anlamak için 150 kişinin ölmesi gerekiyormuş!

“Almanya havayolu şirketleri, Avrupa Sivil Havacılık Kurumu’nun tavsiyesi üzerine kokpitte devamlı iki kişi bulundurma zorunluluğunu yeniden kaldırıyor.” diye bir haber çıktı 2017 yılında. Şu an durum nedir bilmiyorum.

Bakmak ve Görmek

Herkes aynı yere baksa bile herkes aynı şeyi göremez. Bir okul binasına giren öğretmenin gözüne çarpanlarla bir mühendisin dikkatini çekenler aynı şeyler olmaz. Bir inşaat mühendisinin baktığı yere bakan çiftçi ekim alanı görürken, mühendis oraya yapılabilecek binaların hesabını yapar. İcat ve keşiflerin hikâyesinde bunu çok net görürsünüz.

Mezbaha Gezen Otomobil Üreticisi

1890’larda Chicago’daki mezbahacıları gezen Henry Ford’un, hayvan etlerini verimli bir şekilde taşıyıcı bant üzerinde parçalara ayırmayı başaran mezbahacılar dikkatini çeker. Otomobil üretimi için aynı süreci tersine işletme fikri orada aklına gelir. Bir bant üzerinde ilerlerken parça parça ayrılan hayan etleri gibi, bant üzerinde ilerlerken parça parça birleştirilen otomobil yapmaya başlarlar. Otomobil üretiminde seri üretime geçiş böyle başlar. Dünyadaki tüm otomobil üretimi bu şekilde yapılmaya başlar.

Çene ile Çalışan Mouse İcat Etti

Çok sevdiğiniz bir akrabanızın sürekli sıkıntılarına şahit olsanız, o sıkıntıları gidermeyi dert etseniz, çözüm bulma ihtimaliniz yüksektir. İzmir’de, MS hastası olan ve boynundan aşağısını kullanamayan amcasının durumundan etkilenen lise öğrencisi, çene hareketleri ile çalışan mouse tasarladı. İzmir’de, 20 yaşındayken Multiple Skleroz (MS) hastalığına yakalanan ve boynundan aşağısı tutmayan amcası için 14 yaşındaki Yiğit Burağan Doğan harekete geçti.

Amcası Oktay Doğan’ın (40), bilgisayar kullanmayı çok sevdiğini ancak tek başına bilgisayar kullanamadığını ve onun bu durumundan çok etkilediği için de böyle bir aparat tasarladığını anlatan Yiğit Burağan Doğan, icadı için 3 ay boyunca araştırma yaptı.

Yiğit Doğan, projeyi tasarlarken işçilerin inşaatlarda kullandığı koruyucu kulaklıktan faydalandı. Yiğit Burağan Doğan tarafından geliştirilen sistem ile özellikle boyundan aşağısını hareket ettiremeyen kişiler, çene yardımı ile bilgisayarı rahatlıkla kullanabilecek.

Okul tarafından bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Proje ve Bilim Şenliği’nde de çalışması birinciliğe layık görülen Doğan, TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) tarafından düzenlenen yarışmalarına katılacağını da belirtti.

Bilim İhtiyaçtan Doğar

Kadınların ev işlerinde en büyük yardımcısı çamaşır makinesi ve bulaşık makinesidir. O hâlde bulaşık makinesini icat eden kişinin bir bayan olmasına kimse şaşırmaz. Çünkü o işin sıkıntısını en çok bayanlar çekiyor. Dert çekmeyen, ihtiyaç hissetmeyen sorunu çözemez.

Amerikalı Josephine Cochran, eğlenceye düşkün, hâli vakti yerinde olan, boş günlerinde evinde partiler veren bir kadındı. Özel günlerde sık sık arkadaşlarını evine topluyor, çeşitli organizasyonlar yapıyordu. Bu keyifli günlerinde canını sıkan olaysa kuşkusuz parti sonrası kalan bulaşıklardı. Her ne kadar hizmetçisi bulaşıkları yıkıyorsa da her seferinde mutlaka bir tabak kırıyordu ki bu Cochran’in hiç hoşuna giden bir durum değildi.

Gel gelelim o değerli tabak çanaklar elde yıkandığından çoğu zaman kırılıp tuzla buz oluyordu. Hizmetçiler bu değerli parçalara gereken özveriyi göstermedikleri için sürekli şikâyet alıyorlardı. “Buna bir çözüm bulmak lazım” diye düşünen birçok kadın bulaşık makinası yapabilmek için değişik fikirler geliştirmeye başladı.

Cochran son derece güzel bir batılı kızdı; elini ne bulaşığa sürmek istiyor ne de hizmetçisi değerli tabaklarını kırsın istiyordu.  Kafasına nasıl koyduysa, tüm servetini bu cihazın yapımı için harcadı ve nihayet kıymetli tabaklarını kırmadan, bardakları parçalamayan bulaşık makinesini icat etmeyi başardı.

Elektrik Üreten Şırnaklı Çocuklar

Sürekli elektriklerin kesildiği bir köy okulunda öğrenci olsanız ve yeni bir şeyler yapmak konusunda teşvik edilseniz ne yapardınız? Elektrik kesintisine çözüm arardınız elbette. Şırnak’ın İdil ilçesinin Oyalı köyünde okuyan öğrenciler, köylerinde kesilen elektriğe çözüm üretmek için başarılı bir projeye imza attı. 2019 yılında internet sitelerinde yayınlanan habere göre, rüzgâr türbini projesini hayata geçiren öğrenciler, elektrik üretmeyi başardı. Kendi elektriklerini üretmeye başlayan proje, TÜBİTAK’tan da destek aldı.

Ev Ödevini Robota Yaptıran Çinli

Öğrenciler ödev yapmayı pek sevmez. Eğlenmeye daha çok zaman ayırabilmek için bazı öğrenciler ödevlerini hiç yapmak istemez. “South China Morning Post” gazetesinin haberine göre, ülkenin Cıciang eyaletine bağlı Hangcou kentinde bir kız öğrenci, Bahar Bayramı’nda ebeveynlerinden habersiz ev ödevlerini yazması için 800 yuana (yaklaşık 625 TL) robot satın aldı. İnsan yazısını taklit ederek, hatasızca yazabilen robot, kız öğrencinin öğretmenlerinin bir haftalık Bahar Bayramı için verdiği ödevleri, çok kısa sürede yazarak bitirdi.

Öğrencinin annesi Cang, kızının ödevinin bu kadar kısa sürede bitirmesine şaşırırken, tüm ödevlerin hatasız yazılması dikkatini çekti

Kızının odasını temizlerken “tüm el yazılarını taklit edebilir” logolu robotu bulan Cang, durumu anlayınca öfkelenerek cihazı kırdı.

Ortaokul Öğrencilerinden İhtiyaca Yönelik Robotlar

İzmir’de Bayraklı ilçesindeki Ertuğrul Gazi İmam Hatip Ortaokulu 7’nci ve 8’inci sınıf öğrencileri, görme engelliler için sensörlü ayakkabı ve metal atık madde toplayıcı robot ile fark yarattı.

Bayraklı ilçesindeki Ertuğrul Gazi İmam Hatip Ortaokulu’nda 7’nci ve 8’inci sınıfta okuyan öğrenciler, teknoloji tasarım dersi kapsamında, öğretmenlerinin yardımı ile hayatı kolaylaştıran çözümler üreten robotlar tasarladı.

Raşit Tanışır ise, görme engelli vatandaşların yolda bastonlarla yürürken zorlandığını fark ederek, onlar için 30 santim yakındaki engelleri algılayıp ses veren sensörlü bir ayakkabı prototipi geliştirdi.

Toplumda belirledikleri sorunlara çözüm önerisi getirmeyi amaçlayan öğrencilere, Teknoloji Tasarım Öğretmeni Cansever Özden ve Bilişim Öğretmeni Çiğdem Ceylan destek verdi.

Başta toplu iğne toplama amacıyla yola çıkarak, metal malzeme toplayıcı robot tasarlayan Meryemgül Erel, “Bu proje fikrini dedemin işinden yola çıkarak buldum. Küçükken dedemin tekstil fabrikasına giderdim ve yerlere dökülmüş, saçılmış toplu iğneler görürdüm. Hepsini toplamak mümkün olmadığı için bir yığın iğne israf edilirdi. Buna bir çözüm bulmak amacıyla robotumu tasarladım.” dedi.

Yapamazsın Diyenlere İnat…

Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Sivrice Köyü’ndeki öğrenciler, eğitimde fırsat eşitliği verildiğinde başarabileceklerini Avrupa 1’incisi olarak gösterdiler. İdealist bir Matematik öğretmeni olan Yusuf Töngüç ile öğrencilerinin bu başarı hikayesi gençlerimizin neler yapabileceklerinin en güzel kanıt-larından birisidir.

Dilara, Enver, Derya, Meryem, Engin ve Seydi, ‘Sivrice Dream’ adlı takımın ilk öğrencileri. Sivrice’nin zekâ Küpleri, FLL (First Lego League) Turnuvası’na katılmayı hayal ediyor. Başlangıçta bu çocuklara sınıf arkadaşları bile inanmıyor, “Yapamazsınız, hayal görmeyin.” diyorlar. Böylece takımın adı “Sivrice Dream” oluyor. Bu takımın ilginç bir yanıysa her yıl mezun olan öğrenciler yerini kardeşlerine veya kuzenlerine bırakıyor. Aslında bir nevi aileden aileye üyelerini aktaran bir takım hâline geliyor. Sivrice Dream Takımı Lego Olimpiyatları hayallerinin daha ilk adımında, yarışmaya katıldık-larında, maddî zorluklarla karşılaşıyorlar. Takım, bölge yarışmasından dereceyle dönünce, İstanbul’daki finallere katılmaları gerekiyor. Başka dertler başlıyor bu sefer de. Çevre okullardan ve çeşitli sponsorlardan aldıkları destekle bir köy okulu olarak Türkiye’nin en prestijli okullarına karşı yarışıp ulusal turnuvada da derece yapıyorlar.

Sivrice Dream Turkey, yola çıktığı günden bu yana çok sayıda başarı elde etti:

  • Yükselen Yıldız Birincilik Ödülü – Pamplona, İspanya (2014)
  • Aslan Koç Ödülü – FLL Ankara Bölgesel Turnuva (2015)
  • Yenilikçi Çözüm Ödülü – FLL İstanbul Bölgesel Turnuva (2017)
  • Sunum Ödülü – FLL İstanbul Bölgesel Turnuva (2018)

Büyük yokluklar içinde eğitimini sürdürmeye çalışan çocuklar, robotik alanda kendi imkânlarıyla hazırladıkları çalışmayla İspanya’daki FLL (First Lego League) European Open Championship’te Yükselen Yıldız Birincilik Ödülü’nü kazandı.

Turkcell de bu başarıya kayıtsız kalmadı. Zekâ Küpü Projesi kapsamında Mardin’deki çocuklara teknoloji sınıfı ve maker kitler sağlayan Turkcell, robotik alanda yeni başarılar yazmaya hazırlanan Sivrice Dream’e “Yanınızdayız” mesajı verdi.

 

Sait Çamlıca

Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Teknoloji Kuşatmasında Geleceğimiz

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.