Güvenlik Görevlisinden Banka Müdürü Olur mu?

Bu yazıda sizlerle paylaşacağım hikâyenin kahramanı liseden bir sınıf arkadaşım. Lise yılları, insanın hayata toz pembe gözlüklerle baktığı yıllardır. Ergenlik döneminin getirdiği “kanı deli” olma duygusuyla, gelecek için yatırım yapmayan, lise yıllarını yaramazlıklarla geçiren binlerce gence / öğrenciye “ışık” tutması için kaleme almaya karar verdim bu başarı öyküsünü.

Kahramanımızın adı Salim SÖKMEN…

Liseyi 1993 yılında birlikte bitirdik. Ben üniversite sınavlarına hazırlık yaparken Salim’in askerde olduğunu duymuştum. Birkaç yıl görüşemedik. Askerliğini bitirip memlekete döndüğünde ayaküstü görüştük. Zor bir askerlik yapmış. 1994 yılında, terörün yoğun olduğu günlerde, Cudi dağında gördüğü cesetlerden ne kadar etkilendiğini anlatmıştı. Uzun zaman askerliğin etkisinde kaldı.

Ben üniversite okumak için İstanbul’a geldiğimde, Salim’in nerde işe başladığını bilmiyordum. İstanbul’da bir bankanın güvenlik görevlisi olarak işe başladığını duyunca sevinmiştim. İlk fırsatta ziyaretine gittim. Mecidiyeköy’ün merkezinde bir bankanın güvenlik görevlisiydi. İş yeri olduğu için, kısa bir ziyaretten sonra yanından ayrıldım.

Birkaç ay sonra, beni ziyarete geldiğinde, bankada memur olarak işine devam ettiğini söyledi. Güvenlik görevlisi iken nasıl memur olabildiğini sordum.

“Bankaya gelip giden müşterileri kapıda karşılarken mutlaka hâl hatırlarını sorup ayaküstü onlarla sohbet ederdim. Biliyorsun ben insanlarla muhabbet etmeyi severim. Müşterilerle kurduğum sabırlı ve samimi ilişkilerim banka müdürünün dikkatini çekmiş. Bir gün beni yanına çağırıp, ‘memurluk yapıp yapamayacağımı’ sordu. Teknik bilgilerde eksiğimi gidermeye yardımcı olurlarsa seve seve yapacağımı söyledim. Bir hafta sonra da memur olarak masa başında işe başladım.”

Hangi sebepten olursa olsun, liseden sonra üniversite okumadan iş hayatına atılmak zorunda kalan tüm arkadaşlarıma “Açıköğretim Fakültesinden üniversiteyi bitirip mutlaka dört yıllık bir diploma almalarını” tavsiye ediyorum. Salim, güvenlik görevlisi iken memur olunca, ona da aynı tavsiyede bulundum.

“O dört yıllık diplomayı mutlaka almanı tavsiye ederim. Hayatın insana ne zaman, nerde, hangi fırsatları sunacağını bilemeyiz. İ ş yorgunluğundan eve gelince, ders çalışmanın kolay olmadığını biliyorum. Ancak, eve gelip saatlerce televizyonun karşısında vakit geçirmekten daha faydalı bir şeyler yapan herkes mutlaka ödülünü alır. Akşamları en fazla bir saat ders çalışan herkes dört yılda üniversiteyi bitirir. Hadi diyelim ki dört yılda bitiremedi beş yılda bitirir.”

Tüm gençlerle ve dostlarımla paylaştığım “kendini yetiştirme ve geleceğe hazırlanma” adına, aklıma gelenleri Salim SÖKMEN ile de paylaştım. Söylediklerimi ne kadar ciddiye aldığını yıllar sonra anladım.

Üniversite, askerlik, iş hayatına tutunma derken yıllar geçti. Bu arada Salim’in başka bir bankaya geçtiğini de duymuştum. İş hayatındaki çalışkanlığı ile, hangi kurumda olursa olsun, çabuk ve rahat yükseleceğini biliyordum. Ancak bu kadarı aklıma gelmemişti. Yeni çalışmaya başladığı bankada kısa sürede “şef” olduğunu duydum.

“Müjdemi isterim, Sait!” diye başladı telefonu açar açmaz. “Bugün sınav sonuçlarımı da öğrendim. Açıköğretimden, İşletme Bölümünü bitirdim. Bu habere en az benim kadar sevineceğini bildiğimden, ilk seninle paylaşmak istedim.” dedi.

Gerçekten çok sevinmiştim. Yanlış hatırlamıyorsam beş yılda hem iş hayatına devam etmiş hem de üniversiteyi bitirmişti. En son görüştüğümüzde çalıştığı bankanın ikinci müdürü olduğunu öğrendim.

Salim SÖKMEN’in hayatından, hayat dersleri:

Salim, lise yıllarında da hoşsohbet bir arkadaştı. İş hayatında “insan ilişkileri” iyi olduğu için, güvenlikten masa başına çabuk geçti. Hangi kurumda olursanız olun, tebessüm etmeyi, insanlarla iyi geçinmeyi başarırsanız daha çabuk yükselirsiniz.

“İş hayatı çok yoğun” bahanesi arkasına kimse saklanmasın. Bankacılık gibi yorucu bir mesleği, İstanbul gibi trafik çilesi olan bir şehirde yaparken bile ders çalışmaya zaman ayrılabiliyorsa Salim, siz de zaman ayırabilirsiniz. Yeter ki, televizyon veya bilgisayara esir olmaktan kendinizi kurtarmayı başarın.

“Çalışkanlık” denilen erdeme sahip olmak, her insanı hayat yolunda yükseltir. Arılar ve karıncalar üzerinde onlarca başarı hikayesinin anlatılmış / uydurulmuş olmasının en önemli sebebi “çalışkan” olmalarıdır.

Salim’in içindeki “cevher” onu hayatta başarılı yaptı. Her insanın içinde bir cevher vardır. Siz de içinizdeki cevheri işleyin.

“Güvenlik görevlisi müdür olabilecek mi?” sorusuyla başladım yazıya. Sorunun cevabını ben vermeyeyim.

Sizce güvenlik görevlisinden banka müdürü olur mu?

NOT: Kitabın yeni baskısına çalışırken Salim Sökmen kardeşim bankadan ayrılmış, bir hastanede yönetici olarak çalışıyordu. Yine boş durmamış, Yüksek Lisans yapmış. Yüksek Lisans diplomasını aldığında beni arayıp sevincini paylaştı.

Sonraki baskılara kadar üniversitede öğretim görevlisi olursa veya doçent ve profesör olmayı başarırsa, buradan yine paylaşacağım inşallah.

 

Sait Çamlıca

Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Gençlik Hazinesi

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.