Gündem Köleliği

Köle denilince herkesin aklına, orta çağın kölelik sistemi geliyor. Ayak ve el bileklerinde kalın zincirleri olan, sahibinin emrinde karın tokluğuna çalışan, toplum              içinde hiçbir statüsü olmayan insanların köleliğini biliyoruz. “Artık kölelik kalmadı!” diyenlerin cahilliğine mi yanarsınız, “Ben öz-gürüm!” şarkısını söyleyen bir köle oluşuna mı? Kölelik bitmedi, sadece şekli değişti. Zincirsiz kölelik dönemini yaşıyoruz.

İnsanlık tarihi boyunca, insanı köle gibi kullanmak isteyen sistemler ve yöneticiler olmuştur. Firavun’u sadece bir şahıs olarak algılarsanız, köleliği anlayamazsınız. Nemrut’u sadece bir yönetici olarak okursanız, köle kullanma mantığını çözemezsiniz. Bu yazımda, Kur’an’da anlatılan sömürge ve kölelik mantığını anlatacak değilim. Sadece meraklısına konuya dair bir kitap tavsiye edip asıl konuma geçeyim.

Düşünmeyen İnsan!

Efendilerin, düşünmeyen insanı üretme ve yönetme faaliyeti, bazen şahısların bazen de kurumların önderliğinde yapılır. Yaşadığımız yüzyıl, bu gerçeğin farklı bir boyutla devam ettiği bir dönemdir.

Kölenin en bariz özelliği, düşünmemesidir. Efendileri düşünür sadece. Kendisine efendi olarak seçtiği kişinin düşüncelerini tekrar etmekten başka bir düşünme biçimi yoktur kölelerin. Niye düşünsün ki? Efendisi düşünüyor zaten.

Kimse kızmasın ama “Düşünmeyen insan mıdır?” gibi bir sorunun, zihninizde kalmasını da isterim.

Sosyal paylaşım siteleri!

Sosyal paylaşım sitelerini kullanmayı ben de seviyorum. Herkesin kullandığı kadar ben de kullanıyorum. Ancak takip ettiğim paylaşımları görünce de üzülüyorum insanımız adına.

Futbol maçı olduğu akşam, herkes profesyonel futbol yorumcusu oluyor. Televizyonda hangi dizinin yayımlandığını bilmek istemeseniz bile, insanlar izledikleri diziler hakkında fikirlerini yazıp duruyorlar. Siyasi bir olay olduğu zaman, herkes siyaset yorumcusu kesiliyor.

İşte ben bunun adına “Gündem Köleliği” diyorum. Uzun zamandır zihnimde dolanıp duran bir kavram oldu “Gündem Köleliği” kavramı. Gündem köleliğinin ne kadar yaygın olduğunu görmek için, elimizdeki en önemli alan Sosyal paylaşım siteleridir.

Birkaç gün bu gözle takip edenler, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklar. Dizi gündeminin kölesi, haber gündeminin kölesi, maç gündeminin kölesi gibi birçok “Gündem Kölesi” göreceksiniz.

Truman Show!

Jim Carry’nin başrol oynadığı, 1998 ABD Yapımı Truman Show filmi, Modern dünyanın sömürü düzenini, düşünmeyen insan üretme mekanizmasını anlama açısından, güzel bir örnektir. İzlemeyenlere tavsiye ederim.

Denge!

Gündeme dair fikrini söylemek ile sadece gündeme dair konuşmak-yazmak farklı şeylerdir. Elbette yaşadığımız dünyanın, yaşadığımız ülkenin gündemini bilin, takip edin. Gündem kazanına bakmak ile gündem kazanında kaynamak arasında çok fark vardır. Gündemi bilin ama gündemde boğulmayın!

Eli kalem tutan, kendisine köşe verilmiş yazarların önemli bir kısmı bile, maalesef gündem tuzağından kendilerini kurtaramıyorlar. “Gündeme dair yazmayın. Kendi gündeminizi belirleyip yazın!” dense, haftalarca yazı yazamayacak kişi, “Gündem Kölesi” olmuş bir yazardır!

Gündeminizi Belirleyin!

“Gündem Köleliği”nin zincirlerini kırmak için, atmanız gereken en önemli adım, kendi gündeminizi belirlemektir. Belirlediğiniz gündemin içinde mutlaka “Düşünen insan!” olmanızı destekleyecek adımlar olmak zorunda. Arabanın motoru için benzin ne anlam ifade ediyorsa, düşünme mekanizması için de bilgi aynı anlamı ifade eder.

“Ama biz zaten gazete okuyoruz. İnternetten haberleri takip ediyoruz! İnternet çağında kitap mı okunur?” gibi bir itirazı dillendirenlerin, kendisini köle yapan efendisine âşık olmuş ve âşk ile kölelik yaptığını söylemek zorundayım. Ben söylerdim de onlar anlar mı bilmem?

“Ya tozu dumana katarsın ya da tozu dumanı yutarsın!” cümlesinden ilhamla söylersek, “Ya kendi gündeminizi belirlersiniz ya da modern dünyanın gündeminde boğulan bir ‘Gündem Kölesi’ olursunuz.”

Tercih sizin!

 

Sait Çamlıca

Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Gençlik Hazinesi

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.