Dizi Köleliği

Bir gencin kendi geleceğine yatırım yapma yaşı, 12-24 yaş aralığıdır. Bu yaş aralığı hem en önemli yatırım yıllarıdır hem de en çok tuzaklarla karşılaşacağı yıllardır.  Bu   on   yıllık yaş aralığını sadece eğlence ile geçirmenin büyük bir bedeli olduğu gibi, bu yaş aralığını kendi geleceğine yatırım ile geçirmenin de büyük bir ödülü vardır.

İnsanın nasıl ki en önemli ve en verimli saatleri varsa, zamanın da en önemli en verimli dilimleri vardır. Meselâ yıl içerisinde öğrenci için en önemli zaman dilimi Eylül ve Haziran arasıdır. Eğitim sürecinde en önemli saatler, okuldan eve gelip yemek ve dinlenmeden sonraki saatlerdir. Bu da ortalama 19:00 – 23:00 arası saatlere denk geliyor.

Bütün bu hesaplamaları ve vurguları neden yaptığıma gelince…

Her yıl Eylül ayında yeni diziler başlar televizyonlarda. Bir önceki sezonda, çok heyecanlı bir noktada kalan dizilerin, yeni sezon fragmanları da yayımlanmaya başlar. Yaz tatili boyunca pek izlenmeyen diziler veya dizilerin tekrarı ile zaman geçiren televizyon kanalları, Eylül ayı ile yeni sezona başlar.

Kendi geleceği için yatırım yapması gereken öğrenci, hemen kendine yeni diziler seçmeye başlar. En önemli aylar olan Eylül-Haziran arası ve en önemli saatler olan 19:00–23:00 saatleri dizilerle vakit geçiren genç, kendi geleceğini karartır.

19:00-23:00 saatleri neden önemlidir derseniz, hemen izah edeyim. Bir öğrencinin başarılı olabilmesi için, okula, koleje, dershaneye gitmesi yeterli değildir. Özel ders bile alıyor olsa, öğrendiklerini tekrar etmeye mutlaka zaman ayırmak zorunda. Tekrar edilmeyen bilgi unutulmaya mahkûmdur.

Haftada iki dizi izleyen bir gencin geçirdiği zamanla ilgili hiç hesap yaptınız mı? Gelin birlikte yapalım bu hesabı. Reklam araları ve tekrar bölümleriyle birlikte hesap ederseniz, haftada iki dizi izleyen bir gencin, en az 6 saati dizi karşısında geçiyor.

Bu 6 saatlik zaman dilimini kitap okuyarak geçirmiş olsa, haftada bir kitap rahat bitirir. Bu zaman dilimini ders çalışarak geçirmiş olsa, okul hayatı ile ilgi bir sıkıntı yaşamaz. Ben sadece iki dizi izleyen bir genç için hesap yaptım. Haftada 4-5 tane dizi izleyen bir gencin, neler kaybettiğini siz hesap edin.

Dizilerin Ortak Özellikleri

Bütün dizilerin en önemli ortak özelliği, dizinin final sahnesidir. Öyle bir final sahnesi ayarlanır ki, sizi mutlaka merakta bırakır. Yeni bölüm yayımlanmadan birkaç gün önce, fragman yayımlayarak merakınızı zirveye çıkartırlar. Bir önceki bölümün final sahnesi ve yeni bölümün fragmanlarını izleyen genç, bütün işlerini “dizi saatini kaçırmamak üzere” ayarlar. Yeni bölüm izlenir ve yine aynı şey. Final sahnesi çok önemli (!) bir yerde biter. Bu süreç haziran ayına kadar devam eder.

İnsanın en değerli varlığı olan zamanı, ustaca yöntemlerle avlanır. Bu konuyu derslerde öğrencilerime anlatırken paylaştığım bir “kutup ayısı avlama yöntemi” vardı. Avcılar kutup ayılarını çok ilginç bir yöntemle avlarlar.

Kutup Ayıları Nasıl Avlanır?

Kutup ayılarının derileri çok kalındır. 10 cm kalınlığındaki derileri sayesinde soğuk iklimde donmaktan korunuyorlar. Bu kalınlıktaki bir deri onları sadece soğuktan korumuyor, avcıların ok ve bıçaklarından da koruyor.

Bu gerçeği bilen avcılar, kutup ayılarını avlamak için özel bir taktik geliştirmişler. Kutup ayısının kan kokusunu ve tadını sevdiğini bildikleri için, kan kokusu ile tuzağa çekilirler.

Öncelikle kutup ayısının yaşadığı bölgede, buzun üzerine küçük bir oyuk açarlar. Sonra baltanın keskin ucunu daha keskin hâle getirip keskin uç dışarıda kalacak şekilde buza gömerler. Bazen balta yerine ucu sivri ve keskin demirlerle dolu törpü de kullanırlar.

Keskin uçlu baltanın veya törpünün üzerine bolca kan dökerler. Avcılar, etrafa da biraz kan döktükten sonra, saklanırlar.

Bir müddet sonra, kan kokusunu alan kutup ayısı görünür. Etrafa dökülen kanları yalamaya başlar. Balta ucunun bulunduğu, yoğun kanın olduğu yeri yalamaya başlayınca, dili kesilir. Kutup ayısının, kanın tadından aldığı lezzet, dilinin verdiği acıdan daha fazladır. Dilinde kan akmaya başlar. Dilinden kanı aktıkça, o yalamaya devam eder. O yalamaya devam ettikçe, dilinden akan kan hızlanır.

Bu kısır döngü içinden kendini bir türlü kurtaramayan kutup ayısı, kan kaybından bayılır. Olup bitenleri uzaktan sabırla seyreden avcılar, kutup ayısı yere düşüp bayıldıktan sonra bir müddet daha bekleyip yanına giderler. Kan kaybından ölmüş olan kutup ayısının derisi yüzülüp satışa çıkartılır.

Düşünün! Uyanın!

Bu hikâyeyi yıllar önce okumuştum. Halen aynı yöntem kullanılıyor mu bilmiyorum. Belki de böyle bir avlanma yöntemi yoktur. Ancak hikâyelerin amacı, hayata dair ders vermektir.

Kutup ayısı ile dizi müptelası olmuş genç arasındaki en önemli benzerlik, anlık zevklerin hayatlarını mahvedişini düşünmemeleridir. Dizi yapımcıları, insandaki merak duygusunu kullanarak kendi yapımlarını izletiyorlar.

Düşünme yeteneği olmayan kutup ayısına bir diyeceğim yok. İnsan düşünmeli! “Ben ne yapıyorum böyle!” diye kendini sorgulamalı.

Bir milletin en değerli hazinesi ve geleceği olan gençlerini dizilerle oyalayan, gençlerin yatırım yıllarını eğlence ile geçirmesini başaranlar, ülkemize ve insanlığa en büyük kötülüğü yapıyorlar.

Bu tuzakları görmeyenler “Ben özgürüm!” şarkısını söylemeye devam ederler. Köle denilince benim aklıma, ayaklarında zincirler bağlı birileri gelmiyor. Dizi müptelası olmuş insanların köleden ne farkı var? Eskiden kölelik ayaklara vurulan zincirlerden anlaşılırdı. Bugün o zincirler zihinlere vuruluyor.

Düşünün ve uyanın!

 

Sait Çamlıca

Eğitimci – Yazar

Kaynak Kitap

Gençlik Hazinesi

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.