Hiçbir öğrenci ders çalışma masasına giderken, “Benim canım Matematiğim!” diyerek ders çalışmaz. “Benim canım yaprak testi çekti!” diyen bir öğrenci yoktur. Ders çalışmak sıkıcı, bazen bunaltıcı bir eylemdir. Öğrencinin doğuştan ders delisi olmasını beklemeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Ders çalışmak sıkıcı, ancak gereklidir. Okul sıralarında ve sınavlarda başarılı olan öğrenciler, ders delisi oldukları için değil, başarılı olmak için sıkıcı da olsa derse katlanıp çalıştıkları için başarılı oluyorlar.
“Ben ders çalışmayı seviyorum!” diyen öğrenci pek yoktur. Hayat bazen, sevdiğiniz yerlere ulaşmak için sevmediğiniz şeyleri yapmayı gerektirir. Dersler de öyledir. Sınavlarda başarılı olmak isteyen öğrenci, sıkıcı da olsa ders çalışmaya gayret etmeli. Öğretmen, doktor, mühendis veya hayalinizdeki üniversiteye girmek istiyorsanız, sıkıcı da olsa ders çalışmanız gerekiyor.
Kendinizi Motive Edin!
Ders çalışma masasına oturmaya her niyetlendiğinizde, zihniniz birçok bahane üretir. Zihniniz çalışmamanız için bahane ürettikçe, siz de çalışmaya başlamak için kendinizi ikna etmeye çalışın.
Kişisel Ataleti Yenmek kitabının yazarı Mümin SEKMAN, öğrencinin bu psikolojisini çok güzel bir şekilde anlatır.
Atalet (Tembellik)
Başarmak istediğiniz bir hedefi düşünün. Bu hedef ayda 3 kitap okumak, sigarayı bırakmak, aylık faaliyetlerinizi raporlamak ya da üniversite sınavını kazanmak olabilir. Hedefinize ulaşabilmek için neler yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Bu yapmanız gerekenleri niçin yapmanız gerektiğini de biliyorsunuz. İsterseniz nereden başlayabileceğinizi ve işleri nasıl yapabileceğinizi de biliyorsunuz. Yapmamakla neler kaybettiğinizi, yaparsanız neler kazana-cağınızı da biliyorsunuz. O işi yapmayı istediğinizi de düşünüyorsunuz. Ama yine de yapmıyorsunuz. Bir türlü ilk adımı atamıyor, eyleme geçemiyorsunuz. Ya da eyleme geçtikten sonra yarı yolda vazgeçiyorsunuz.
Hiç düşündünüz mü, sizi durduran ne?
Sizi durduran “atalet”tir.
Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hâli”, kişisel gelişim terminolojisinde “amaca yönelik eyleme geçmeme” demektir. Onlarca kişisel gelişim kitabı okuduğu halde, o kitaplarda anlatılanları uygulamayanların sorunu atalet içerisinde olmalarıdır. Yıllardır başarılı olmak için hayaller kuran, hedefler koyan, plânlar yapan ama bir türlü ilk adımı atamayan kişilerin sorunu da atalet halinde yaşıyor olmalarıdır.
“Ataletli” insanları nerden tanıyabilirsiniz? Atalet halinde yaşayan kişiler genellikle yavaş hareket ederler. Tembellik, yılgınlık, yeis, miskinlik, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket etmek, yumurta kapıya gelmeden harekete geçmemek, bezginlik, zevksizlik karakteristik özellikleridir. Görevlerini yaparken sık sık işleri erteler, mazeret beyan ederler. Hayata bakışları sitemkâr, umursamaz, reaktif, kötümser, eleştirel ve kaygılıdır. Bu nedenle de yaşama sevinçleri ve hayat enerjileri çok düşüktür.
İnsanlar neden eyleme geçemezler?
Neden atalet halinde yaşarlar?
Bu sorunun cevabı kişilere göre değişmektedir.
Bununla birlikte temel nedenler şunlardır:
Hedef yokluğu, iç disiplin (irade) zayıflığı, kısa vadeli düşünmek ya da uzağı görememek, alınganlık ve pasif direnç duygusu içerisinde yaşamak, motivasyon yetersizliği, negatif kurum kültürü, keyfine düşkün olmak, başarısızlık korkusu, standart ve kriter algısının olmaması, öğrenilmiş çaresizlik duygusu, hedefin gerektirdiği asgari yeterliliklere sahip olmamak, zaman kullanma bilincinin olmaması, objektif bir performans değerlendirme sisteminin olmaması, yanlış yorumlanmış kadercilik anlayışı, açık değil imalı iletişim kültürüne sahip olmak, sert gerçeklerle yüzleşme cesaretine sahip olmadığı için bu tür verileri görmezden gelmek vb.
İnsanlar ataletten neden kurtulamıyor? Birinci neden, kişilerin atalet h^^alinde yaşadıklarının farkında olmamalarıdır. İkinci neden, kişilerin ataletin nedenini kendi içlerinde değil dışlarında arama eğilimine sahip olmasıdır. Üçüncü neden ataleti yenmek için de ataletten kurtulmuş olmanın gerekmesidir.
Ataletin oluşumu iki aşamada gerçekleşir. Birinci aşama, çevredeki değişiklikleri görmemek ya da yapması gerekenleri görememek (körlük).
İkinci aşama, yapması gerekenleri gördüğü hâlde hiçbir şey yapmamak, ihmal etmek, üşenmek, ertelemek ve eyleme geçmemektir.
Üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin!
Çünkü çok önemsediğiniz sınavlar, her saniye size daha çok yaklaşıyor. Siz kendinizi motive ederek harekete geçirmek için gayret etmezseniz, sizi hiç kimse harekete geçiremez.
Sait Çamlıca
Eğitimci – Yazar