Çocuk Eğitiminde 33 Hata (Ön Söz)

Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenler ya bizim ektiklerimizdendir ya da biçmediklerimizden…

“Bu dünyada bana bir melek gösterin” deseler, “bir çocuğun yüzüne bakın” derim. O saf, o masum, o günahsız yüz, melekten başka neye benzetilebilir ki?

Çocukları gülerken veya ağlarken dikkatle seyrettiniz mi hiç? Tüm bedenleriyle güler çocuklar. Ağlarken de bütün bedenleriyle ağlarlar. Yerleri tekmeleyerek, kendisini yerden yere atarak ağlayan ve gülen çocuklar henüz ikiyüzlülüğün ne demek olduğunu bilmiyorlar. Günahsız melekler nereden öğreniyor ikiyüzlü olmayı da ikiyüzlü insanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz?

İyiliğin ve kötülüğün kaynağı insandır. İyilikleri de kötülükleri de çoğaltan insandır. Doğuştan kötü insan olmadığına göre, kimin nerede hata yaptığına kafa yormak zorundayız.

“Okulda dehşet” başlıklı haberler hepimize normal gelmeye başladı. Okulda şiddet haberlerine alışkın değiliz. Artık neredeyse her hafta yeni bir “dehşet” haberi duyar olduk. Bu çocuklara ne oluyor?

Doğuştan zâlim insan olmadığına göre bu kadar zulüm niye çekiyor insanlık?

Doğuştan kâtil insan olmadığına göre, bu kadar çok cinâyet niye işleniyor?

Doğuştan hırsız insan olmadığına göre, evlerimizde çelik kapılara rağmen niçin rahat uyuyamıyoruz?

Millet olarak bu hâle nasıl geldiğimizi tek bir kitap çalışmasıyla anlatmak elbette imkânsız. Bu günlerde geçmişteki hatalarımızın faturalarını ödüyoruz. Yarınlarımızı kurtarmak için bu günlerimizi çok iyi analiz etmemiz ve tedbir almamız gerekiyor.

Niçin 33 Madde?

Son yıllarda çocuk eğitimi konusunda birçok kitap yayımlanıyor olması sevindirici bir gelişme. Ben de bu kitapların önemli kısmından istifade ettim. Çalıştığım kurumlarda veli toplantıları düzenlerken bu kitaplardan aldığım notları velilerimle paylaştım. Veli toplantılarında sadece okuduğum kitaplardan aldığım notlardan değil, öğrencilerimden aldığım tepkiler ve kişisel gözlemlerimi de kullanıyordum.

Çok istifade ettiğim “çocuk eğitimi” konulu kitapların büyük bir kısmında, çocuk psikolojisi ve çocukla / gençle iletişim kurma yollarından bahsediliyordu. Bu çocukların yetiştiği ortamdan ne kadar etkilendiği ile ilgili fazla bilgi verilmemesi beni rahatsız ediyordu. “Zamane gençliği” kavramı çok kullanılıyordu. Fakat “zamane” kavramının içi doldurulmuyordu.

Birkaç yıl önce “Çocuk eğitimi” konulu bir konferansa hazırlık   yaparken   konuyu   daha   geniş   bir   perspektifle anlatmam gerektiğine karar verdim. Çocukların iç dünyalarını anlatmadan önce dış dünyalarının tasvirini yapmam gerekiyordu.

Her meyve içinde yetiştiği toprağın, havanın, suyun etkisinde kalarak olgunlaşır. Dünyaya küçük bir tohum olarak gelen çocuklar da çevrelerinden etkilenerek yetişiyorlar. O tohum, ekildiği topraktan, beslendiği sudan, aldığı güneş enerjisinden mutlaka etkilenecektir. Çocukların yaşadığı dünyanın şartlarını, içinde yetiştikleri ülkenin sosyal gelişim-ini/değişimini mutlaka gözler önüne sermeliydim. Bu yeterli değildi elbette. Eğitim sistemi, değişen mahalle kültürü, bozulan komşuluk ilişkileri, iletişimin koptuğu aile ortamını da işlemem gerekiyordu. Bir olaya ne kadar geniş bir çerçeveden bakarsanız o kadar fazla ayrıntı görürsünüz.

Konferanslarımda anne-babalara çocuklarının yetiştiği çevreyle ilgili fotoğraflar tasvir etmeye çalıştım. Her fotoğraf karesinde evlatlarının hangi şartlarda yetiştiğini göstermeye çalıştım. Bu kitap çalışması o konferansların bir özetidir. 33 ayrı fotoğraf karesi göstermeye çalıştım. Her fotoğrafta kendi çocuklarımızın yerini görmeye çalışmalıyız.

Unutmayalım ki

Bir ülke nüfusunun %100’ü çocuklardan oluşmamaktadır. Ancak ülke geleceğinin %100’ü çocuklardır. Bu dünya bizlere dedelerimizden miras kalmadı. Bu dünya bize çocukların emanetidir.

Emanetlerimize sahip çıkabilme şuuruna ermemiz temennisiyle…

 

Sait Çamlıca

Eğitimci – Yazar

Kaynak Kitap

Çocuk Eğitiminde 33 Hata

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.