Her dinin bir mabedi vardır. Camiler İslam dininin mabetleridir. İlk inşa edilen cami (mescit) peygamberimiz Medine’ye hicret edilince yapılmıştır. Peygamberimiz hayattayken başka bir mescit yapılmamıştır.
Cami, cem olma, toplanma yeridir. Bugün neredeyse sadece namaz kılmak için toplanılan yer haline gelen camilerin tek varlık sebebi, cemaatle namaz kılmak değildir. Alışveriş merkezlerinin ağzına kadar dolu, camilerin ise sadece namaz vakti emeklilerin gittiği bir yer olmasından şikayetçi olanlar, bunun sebebi üzerine hiç mi düşünmezler?
Peygamberimizin Mescidi
Mescidi Nebevi’nin ilk hâli diyerek internette bir arama yaparsanız, karşınıza peygamberimiz zamanında inşa edilen mescidin prototipi çıkar. Bu mescit sadece emeklilerin namaz kılmak için toplandığı bir yer olarak kullanılmadı peygamberimiz zamanında. Bilgi almak isteyen oraya gidiyordu. Dinini öğrenmek isteyen o kapıya geliyordu. Aile problemi olanlar oradan destek istiyordu. Karnı aç olan o kapıya gidiyordu. İnsanlara yardım etmek isteyen o kapıya yaklaşıyordu. Şehrin zenginleri de oradaydı fakirleri de. Yaşlılarda orada zaman geçiriyordu, çocuklarda orada eğleniyordu. Başka bir ifadeyle, Mescidi Nebevi Medine Müslümanlarının kalbi gibiydi.
Yıllar önce “Mahallenin Kaderini Değiştiren İmamlar” başlığı ile bir kitap yayımlamıştım. O kitap için çalışkan ve gayretli imamlarla, emek ürünü projeleri olan müftülerle röportajlar yapmıştım. Cami, mahalle, din eğitimi ve iletişim gibi konularla ilgili fikir ve notlarımı da paylaşmıştım o kitabımda.
Mahallenin kalbi ve merkezi olan Mescidi Nebevi modelini, yaşadığımız şehir hayatına taşımaya dair birçok örnek proje ve fikir var o kitapta. Bugünün şartlarında mahallenin muhtarlığı caminin yakınında olmalı. Mahallenin büyük camisinin altında market değil belki sağlık ocağı olmalı. Mahalledeki bir diğer caminin altında mutlaka bir aşevi olmalı. Mahallenin zenginleri mahallenin fakirlerinin aç uyumaması için o aşevini desteklemeli. Hastası olan, parası olmayan, aile problemi olan insanların destek alabileceği kurumları olmalı bazı camilerin.
Cami bahçesinde çocukların oyun oynayabileceği parklar yapılmalı. İmkânı olan yerlerde cami altları gençlik merkezi olarak değerlendirilmeli. Mahalle sakinlerinin bir araya gelip muhabbet edebilecekleri çay bahçeleri ve sohbet odaları olmalı. Turistlerin olduğu bölgelerde dil bilmeyen bir din görevlisi asla bulunmamalı. Bölge ziyaretçilerinin dillerine uygun dini yayımlar turistlere verilmeli. Bunları yapan az da olsa imam ve müftü var. Ancak sayıları o kadar az ki, bazıları haber sitelerinde ve sosyal medyada gündem olunca herkes şaşırıyor.
AVM Neden Dolu?
Alışveriş merkezlerini modern şehir hayatında yaşayan insanların mabetlerine benzetenler var. İlk başta kulağa hoş gelen bir eleştiri gibi dursa bile, biraz konuya vakıf olan insanlar bu yaklaşımın anlamsız olduğunu hemen anlıyorlar. Apartman hayatı yaşayan, günlük trafik çilesi çeken insanların ailece gidebileceği başka mekanlar olsa, oraya da gitmek isterler.
İki çocuklu bir aileyi düşünün. Bütün hafta çocuklar okul ev arasında, büyükler iş ev arasında vakit geçiriyor. Pazar sabahı ailece arabayla büyük bir AVM’ye gidiyorlar. Kahvaltılarını yapıp, çocuklarını eğlendirdikten sonra mutfak alışverişlerini de yapıyorlar. İhtiyaçları varsa kıyafet, oyuncak, kitap mutfak malzemesi gibi birçok alışveriş işini de orada aynı gün halledebiliyorlar. Gün sonunda çocukları sinemada eğlendirdikten sonra evlerine dönüyorlar. Tek bir mekânda bir gün içerisinde halledebildikleri işleri, ayrı ayrı yerlerde olsa belki birkaç güne ancak halledebilecekler. Trafik çilesi de ayrı bir dert olacak.
AVM’lerin dolu olmasının sebebi, şehir hayatının insana başka bir alternatif sunmamasıdır. Özellikle küçük çocukları olan aileler için hafta içi çocuk eğlence yerleri de daha çok AVM’lerde var. Gün içerisinde çocuğunu / torununu eğlendirmek isteyen aileler oralara gidiyorlar.
AVM’lerin dolu camilerin boş olmasından şikayetçi olanlar, bunun nedeni üzerine neden kafa yormazlar. AVM’lerde hem gençler için hem çocuklar için yaşlarına uygun mekanlar var. Anneler, nineler çocuklarını veya torunlarını alıp AVM’lerde çocuk eğlence yerlerine götürüyorlar. Camilerin bahçelerine bile çocuk parkı yaptırmayanlar, çocukların cami etrafında neden vakit geçirmediğinden şikâyetçi olmasınlar.
Müslüman bir toplumun camileri kadınlar, çocuklar ve gençler için değil, sadece namaz kılmak isteyenler için planlanmış. Yaşanılan olay plana uygun bir sonuçtur sadece. Bu millet camilerden kaçıyor olsaydı, Cuma namazları da dolu olmazdı.
Devlet hâlen cami altı marketlerle bile mücadele etmiyor, edemiyor. Böyle giderse önümüzdeki yıllarda çocuklar cami minaresi gördükleri yerde market var diye o tarafa gidecekler.
Camileri mahallenin kalbi olacak şekilde tasarlamayanlar, camilerin boş AVM’lerin dolu olmasından şikâyet etmesin.
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar