Sevgili öğretmenim!
Seni çok seviyorum. Bugün sana içimi dökeceğim. Size değil sana diye başlamama kızma lütfen! İçimden geçen her şeyi söylemek istiyorum. Çok sevdiğim, çok samimi olduğum bir arkadaşımla konuşuyormuş gibi seninle de konuşmak istiyorum bugün.
Biliyorum öğretmenim dün seni çok kızdırdım. Sınıfta yine yaramazlıklar yaptım. Bana çok kızdın. Ama ne yapayım öğretmenim ben bir gencim.
Ben deliyim öğretmenim, yaramazlık yapmam çok normal. Sahi sen öğrenciyken hiç yaramazlık yapmadın mı?
Ben ders aşığı değilim öğretmenim. Sahi ders aşığı öğrenci var mıdır öğretmenim? Sen öğrenciyken ders dinlemek ve ödev yapmak için can atıyor muydun? Ne kadar çok ders verilirse o kadar çok sevinen bir öğrenci var mıdır öğretmenim!
Eskiden öğrenciler bilgiye talip (talebe) olarak adlandırılır ve okula öyle gelirmiş. Şimdi talebe ruhuna sahip olarak okula gelen öğrenci sayısı pek kalmadı. Bize bu ruhu ne anne babamız ne de ilkokul öğretmenlerimiz vermedi. Benim ne suçum var öğretmenim? Keşke bizleri de bilgiye talip olan talebe şuuruyla yetiştirseydiler.
Biliyorum öğretmenim siz de ekonomik ve sosyal problemler yaşıyorsunuz. Biz de aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Benim suçum ne öğretmenim? Senin ya da anne babamın ekonomik sıkıntı yaşıyor olmasının suçlusu ben değilim ki!
Biliyorum öğretmenim senin de ailende / ailenle sıkıntıların var. Ancak benim de ailemle yaşadığım bazı sıkıntılarım var. İster buna kuşak çatışması deyin ister zamane problemler ister ergenlik dönemi çatışması… Öğrencilerin de aile problemleri vardır.
Sana karşı saygısız olduğumu söylüyorsun bazen. Evet, hatalı davrandığımı biliyorum. Ancak sen de bana / bize karşı saygısız davranıyorsun öğretmenim! Bazı arkadaşımıza lakaplar takıyorsun, sınıf içinde rencide ediyorsun. Sevgi ve saygı karşılıklı olmak zorunda değil mi? Sevgi ve saygı bir yansıma değil mi öğretmenim?
Sevgili öğretmenim.
Benden derste robot gibi oturup ders dinlememi bekliyorsun. Bu mümkün mü? Robot gibi ders dinleyen, her anlatılanı hemen anlayan insanlara öğretmenlik yapmak marifet değil ki öğretmenim! Lütfen bana kızma öğretmenim ama sen de bazen robot gibi ders anlatıyorsun. Derste uykumuz geliyor. Sen dersi biraz daha neşeli işlesen biz de sıkılmasak olmaz mı öğretmenim?
Psikoloji dersinde empati kavramını öğrendik. Kendini karşındaki insanın yerine koymak anlamına geliyormuş. Sen hiç kendini benim yerime koydun mu öğretmenim?
Geçen gün sınıfta seninle tartıştık öğretmenim. Bana kızmakta yüzde yüz haklıydın. Sınıf içerisinde bana hakaret edince ben dayanamadım sana karşı geldim. Aslında suçlu olduğumu biliyordum. Ancak arkadaşların yanında bana hakaret edince dayanamadım. Gururum kırıldı. Suçumu savunmuş gibi oldum. Ancak ben suçumu değil kırılan gururumu savunmak için sana karşı çıktım. Okulumuzun müdürü sana öğretmenler odasında hakaret etse rahatsız olmaz mısın öğretmenim?
Keşke bana sınıfta hakaret etmeyip dersten sonra yanına çağırsaydın. Emin olun yaptığıma zaten pişman olmuştum. Sizden özür dilemeyi düşünüyordum.
Ne kadar pişman olsam da ben yine hata yapabilirim. Bir daha hata yaparsam bana sınıfta hakaret etme öğretmenim! Dersten sonra beni çağırır ve uyarırsan sevinirim öğretmenim.
Benden ümidini kesme öğretmenim! Benim kısa sürede değişmemi de bekleme! Şu fırtınalı günleri atlatınca durgunlaşırım inşallah. İnsan kısa sürede değişen ve gelişen bir varlık değil ki Öğretmenim!
Bazı öğretmenlerimiz “sizden adam olmaz!” sözünü o kadar çok kullanıyorlar ki… Çok kızıyorum onlara. Sahi bizden adam olmayacaksa bu ülkenin geleceğini kime emanet edecek-siniz öğretmenim? Amerika’dan ya da Almanya’dan insanları bu ülkeye getirecek değil hiç kimse! Bizi yetiştirmeyi başaramamış olan anne babalarımızın ya da adam olmamız için bize destek olmayan öğretmenlerimizin hiç mi suçu yok!
Kızma bana öğretenim ancak bir şey soracağım. Sen hiç genç olmadın mı? Ergenlik dönemi fırtınalarıyla geçen günleri sen yaşamadın mı? Vücudunda kan deli gibi dolaşmadı mı? Sen de delikanlı olmadın mı?
Ben de şimdi fırtınalı geçen delikanlılık günlerimi yaşıyorum. Bana biraz anlayışlı davranır, kendi gençliğini de unutmasam daha az zararla atlatırım bu günleri. Bana destek ol öğretmenim! Hayatımın sonuna kadar bir daha böyle fırtınalı bir dönem yaşamayacağım. Senin de ailemin de en çok desteğine ihtiyacım olan bir dönemden geçiyorum. Beni yalnız bırakma öğretmenim.
Benden bazen anlayış bekliyorsun öğretmenim. Ancak merak ediyorum; “Benim mi daha anlayışlı ve sabırlı olmam gerek yoksa senin mi?”
Din dersinde öğretmenimiz “Ergenlik delilikten bir şubedir!” sözünü anlattı bize. Hz. Peygamberin sözüymüş. Ergenlik dönemi için delikanlılık dönemi derler ya o aklıma geldi. İnsan kanının vücudunda deli gibi dolaştığı bir dönemmiş bu dönem.
Bu dönemin ne kadar zor olduğunu, deliliğe yakın bir dönem olduğunu peygamberimiz bile söylemiş. Bu delilik dönemimde sana karşı yapacağım hatalar için benden ümidini kesme öğretmenim!
Ben deliyim öğretmenim! Ya sen?
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar