Anadolu İnsanı Cemaati Sildi

 

Yolsuzluk ve ahlâksızlık, birçok iktidarı bitirmiştir. Cemaat – iktidar kavgası başladığında, bu iki kavram üzerinden hükümeti bitirmeye çalışan cemaat ekibi, başarılı olamadılar. Millet, cemaatin güçlü medyası ve aktif sosyal medya ekibine rağmen, cemaate inanmadı. Ama neden?

Bunu iki temel nedeni var: Çalışan bir iktidar partisi ve cemaatin olumsuz imajı.

Hastane kapılarında süründüğü yılları unutmayan millet, hastanelerin modernleşmesine şahit oldu. Cemaat medyası “yolsuzluk var” derken, hastane kapısında ücretsiz tedavi olan, eczaneden ucuz ilaç alan vatandaş, “Madem o kadar yolsuzluk var, bu hizmetler hangi paralarla yapıldı?” diye düşündü.

Cemaat medyası “hırsız var” diye slogan atarken, hava ve kara yollarındaki gelişmeleri gören milletimiz “Hangi hırsız memleketine ve milletine bu kadar yatırım yapar ki?” diye düşündü ve iktidara destek verdi.

Önce Nurcular, sonra Fethullahçılar ve son yıllarda Hizmet hareketi olarak öne çıkan, başında Fethullah Gülen’in bulunduğu ekip, kelimenin tam anlamıyla milletimizi bıktırdı. Neredeyse “para toplamak için sebep arayan bir ekip” olarak çalıştılar. Dershanelerine, kolejlerine çocuklarını gönderenler, Allah rızası için çalışan bir hayır kurumuyla değil, en pahalı eğitim kurumlarıyla karşılaştılar. Özellikle ödeme güçlüğü çeken ailelerin mahkemelere verilmesi, 3 günlük ödeme gecikmesine faiz uygulanması gibi tutumları, “Bu nasıl bir cemaat?” dedirtti millete.

Çalışkan bir iktidar ile zengin avcısı gibi çalışan cemaat ekibi arasında seçim yapan millet, âdeta cemaatin defterini dürdü.   

CIA Raporuyla Keramet!

Yollarda birçok insanla tanışıp birçok hikâye dinleme fırsatınız oluyor. Hayata dair birçok konuda olduğu gibi, malûm cemaat hakkında da çok şey dinledim. Sadece birkaç tanesini buraya yazayım.

“1989 yılında Sovyet Rusya yıkıldığında, ABD yönetimi Türki cumhuriyetleri kontrol altında tutabilmek için, cemaate oralarda okullar açtırdı. Bu okullarda, o devleti yönetenlerin çocukları ve zengin çocukları okuyor. Bir ülkenin yöneticilerinin ve zenginlerinin çocukları senin kontrolündeyse, o ülke içerisinde istediğin her şeyi yapabilirsin.”

Bu hikâyeyi bana anlatan kişiye inanmamış, cemaatin birçok hatası olduğunu kabul etmekle beraber, ABD yönetiminin cemaate ihtiyacı olmadığını düşündüğümü söylemiştim. Ancak adam haklı çıktı.

Dünyanın birçok ülkesinde açılan kolejlerin yerlerinin nasıl tespit edildiğine dair bilgileri, başka birinden dinlemiştim.

“Amerikan istihbarat ekibi, cemaatin kolej açmasını istediği ülkede en önemli şehirleri ve eğitim için uygun yerleri tespit ediyor. Tespit edilen şehirde en uygun binalar seçiliyor. Yer ve bina tespitinden sonra Pensilvanya’ya rapor veriliyor. Bu raporu alıp okuyan Gülen, o bölgeye görevlendireceği kişilere veya o bölgeyi inceleyip gelmiş kişilere bilgileri veriyor.”

“Şu şehrin şu bölgesinde beyaz bir bina var. Biiznillah oranın sahibi size destek olur” gibi bir bilgiyle yola çıkanlar, hocanın sohbet esnasında verdiği bilgi ve koordinatların doğru çıkmasını, hocalarının kerametine (!) bağlıyor.

Fethullah Gülen’in hayatının anlatıldığı “Küçük Dünyam” kitabının yazarı Latif ERDOĞAN: “Hoca ne söyleyeceğimizi önceden biliyordu. Biz keramet sanıyorduk. Meğer hepimizi dinletiyormuş” cümleleriyle anlattı hayal kırıklığını. Fethullah Gülen’in, yıllardır nasıl profesyonel bir ekiple çalıştığını anlamak açısından çarpıcı bir örnektir, Latif Erdoğan’ın anlattıkları.

Hedef 2019

Cemaatin üniversite ve askeriye içerisindeki yapılanmasını bilen arkadaşımın anlattıkları beni şaşırtmıştı. Cemaatin hedefinin 2019 yılında askeri darbe ile ülkeye el koymak olduğunu, bütün hazırlıkların bu doğrultuda yapıldığını anlatmıştı bana.

“Cemaatin askeriye içerisindeki en yüksek rütbelisi benim bir tanıdığım. Adını da biliyorum. Şu an NATO’da. Ergenekon ve Balyoz davalarıyla adamın önündeki bütün engelleri kaldırdılar. Eğer bu şekilde devam ederse, 2019 yılında Genelkurmay Başkanı olacak. Bu hazırlık son aşamasına geldiğinde (2018 yılında) Gülen Türkiye’ye gelecek. Askeri darbe ile 2019’da devlet onların kontrolü altında olacak.”

Arkadaşımın anlattıklarına itiraz ettim. Ve “Türkiye’de cemaatlerin ömrü hocalarının ömrü kadardır. Bahsettiğin hesabı yapıyor olsalar bile, bu adam 2019’a kadar yaşamayabilir. Bu kadar abartmayın. Hocaları ölünce o cemaat dağılır ve küçülür” dedim.

Arkadaşımın bana o gün verdiği cevabı hiç unutmadım.

“Dediğin gibi Fethullah Gülen belki 2019’a kadar yaşamaz. Ama Gülen bugün ölse bile, biz bunu ancak 20 yıl sonra öğreniriz.”

Güç Şımarıklığı

İş hayatına başladığım 2000 yılından itibaren cemaatin “güç şımarıklığı”na defalarca şahit oldum. Sürat yazılım vasıtasıyla birçok kurumun iç işlerine girmeyi başaran ekip, Türkiye’deki birçok yazılım firmasından çok daha önce piyasaya girdi. Teknolojik gelişmeleri, ABD’deki gelişimine paralel olarak Türkiye’ye getiriyorlar, aynı teknolojiyi ilk önce onlar kullanmaya ve satmaya başlıyorlar. Birçok kurum onlardan yazılım almak zorunda kalıyordu.

Yazılım güncelleme ve bakımı için bizzat görüştüğüm cemaat yazılımcılarının “gevşeklik ve şımarıklıkları,” güç zehirlenmesi yaşadıklarını fark etmemi sağladı.

Anadolu’da yaptığım konferanslarda “Biz onların bütün etkinliklerine, konferanslarına katılıyoruz. Ancak onlar kendileri dışında yapılan hiçbir etkinliğe destek vermedikleri gibi, katılmaya bile tenezzül etmiyorlar” cümlelerini defalarca dinledim.

Polislik Sınavı

Başta polislik sınavı olmak üzere, birçok sınavda cemaat ekibinin etkili olduğunu yıllardır hepimiz biliyorduk. Ancak “Namazlı abdestli gençler polis oluyor ama” diye başlayan cümlelerin arkasına saklanıyorduk. Allah’ın “Adil olun” emrini unutmanın bedelini ödüyoruz. Sınavı kazanıp, polis olma hakkını elde eden bir genç, solcu ve ateist bile olsa, hakkını korumak zorundaydık.

Devlet Memurluğu Sınavı (KPSS) ve Kopya

Devlet memuru alımı için yapılan sınavda, 300 civarında öğretmen adayı tam puana yakın puan alınca, kopya olayı gündeme geldi. Yakın arkadaş çevreme “Bu işin arkasından cemaat çıkarsa şaşırmam” dediğimde, neden böyle düşündüğümü soruyorlardı. Dershane sektörünün yaşadığı sıkıntıları bildiğim için böyle bir şüphem olduğunu söyledim.

2008 yılında çalışmayı tamamen bıraktığım dershane sektörü zor günler geçiriyordu. Birçok öğretmen devlete geçmek için çırpınıyor, dershaneler düşük maaş vermek için yeni mezun gençlerle çalışmayı tercih ediyordu. Cemaatin dershanelerine yıllarını vermiş, yaşı ilerlemiş öğretmenler, düşük puan alarak zorunlu / doğu hizmetine gitmek istemediğinden yüksek puan almak zorundaydılar.

10-15 yıldır dershanelerinde çalıştırdıkları öğretmenleri, istedikleri yere atamasını yapabilmek için yüksek puan aldırmaları gerekiyordu. Tam puan alan öğretmen adayı sayısı abartılı olunca, ellerinde patladı kopya olayı. Sonradan olayı araştıran (!) cemaat savcıları, her şeyi örtbas ettirdiler. 

Cemaat Sadece Ankara’da Var!

Anadolu’da cemaat bitti. Sadece, yıllardır devlet kademelerine sızmak için çalışmış ve çok önemli noktalara kadar yükselmiş, Ankara ekibi kaldı. Devletin kritik noktalarında görev yapan, maaşı Ankara’dan, emirleri Pensilvanya’dan alan o ekiple mücadele etmek, siyasilerin görevi. Millet, cemaate ait kurumlardan desteği çekip, siyasi ekibe sandıkta destek vererek, “Bitirin şu ihanet ekibini” mesajını vermiştir.     

 

Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Teknoloji Çağında Cemaatlerin Bağlama Problemi

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.