Temeli Çürük Tevhid Apartmanı!

 

Müslümanların yeryüzüne hükmettiği dönemler konuşulurken, sadece siyasi başarılar, silah gücü merkezli konuşuyoruz. Şurada bu savaşı kazandık, burada şöyle kahramanlıklar yaptık, şu batılı karşımızda şöyle eğildi, bu batılı bizi bu kadar övdü gibi sloganları öne çıkartıyoruz.

İslam’ın yeryüzüne en hızlı yayıldığı dönemlerin en önemli özellikleri arasında, pek dile getirilmese bile, Alim tüccarlar önemli bir yer tutar. Ticaretle uğraşan Müslümanlar hem bilgileriyle hem de ticaret ahlaklarıyla, ticaret yaptıkları insanların kalplerini fethetmişler. Ahlaklarına hayran kaldıkları insanların dinlerine de hayran kaldıklarından, birçoğu Müslüman olmuş. “Böyle bir dürüstlüğü, böyle bir ahlakı oluşturan din, hak dindir!” düşüncesiyle şahadet getirmişler. Ticareti bir tebliğ aracı olarak kullanmış, iş ahlakları ve dürüstlüklerine hayran kalan birçok insanın hidayetine vesile olmuşlar.

Doğru yapıldığında hayra vesile olan her şey, yanlış yapıldığında şerre vesile olur. Ticareti, İslam ahlakı kurallarına uygun yapan Müslümanlar, birçok insanın İslam’a ısınmasına nasıl vesile oluyorsalar, İslam ahlakından uzak bir ticaret yapan Müslümanlar da insanları dinlerinden uzaklaştırıyor.

Sattığı mal çürük, elden çıkartmak için birçok yalan söyleyen, yanında çalışanların hakkını vermeyen, kul hakkına dikkat etmeyen Müslüman bir tüccar, sadece kendisine değil, dinine de zarar veriyor.

“Müslüman biriyle ticaret yapmaktansa, bir Yahudi ile ticaret yapmayı tercih ederim!” cümlesini duyduğum, beş vakit namaz kılan esnafa çok kızmıştım. Böyle bir ifadeyi kullanmayı bugün de doğru bulmuyorum. Ancak bunu söyletecek hale insanları getiren tüm Müslüman tüccarların iş ahlaklarını ciddi anlamda sorgulamak zorunda olduğunu düşünüyorum.

Çok yakın bir akrabam, sadece bir hafta çalışıyor uluslararası bir firmanın İstanbul temsilciliğinde. Bazı sıkıntılarından dolayı, bir hafta sonra işten ayrılmak zorunda kalıyor. Bir ay sonra evine, sekiz gün süren çalışmasının sigorta bedelinin ödendiğine dair resmî belge geliyor.

Benzer örnekleri birçok insandan dinledim maalesef. Kendi yaşadıklarımı hiç anlatmaya niyetim yok. Allah’ın emrettiği beş vakit namazı kıldığı halde, Allah’ın emrettiği ticaret ahlakına uymayan insanların, Müslümanlara nasıl bir zarar verdiğine dair en çarpıcı örnek, Avrupa’da kurulan çok ortaklı şirketlerin iflasından sonra oluşan durumdur.

Çok ortaklı şirketlerin Avrupa’da yaşayan gurbetçilere yaşadıkları sıkıntılar, sadece gurbetçilerin yıllarca biriktirdikleri paralarını kaybetmelerine sebep olmamıştır. Müslümanların Müslümanlara olan güvenlerine vurduğu darbe, kaybedilen paralarla kıyaslanamayacak kadar büyüktür.

Avrupa’ya sonradan giden bir arkadaşım, ticaret yapmaya niyetlenince, kendisine yapılan bir nasihati benimle paylaşmıştı. “Gittiğin yerlerde, ticari görüşmeler yapacağın kişilere, sakın mescit sorma! Sana güvenmez, seni sahtekâr diye damgalarlar!” diye uyarmışlar arkadaşımı.

Konferanslar için gezdiğim il ve ilçelerde, zamanım müsaitse, mutlaka İmam Hatip Lisesi öğrencilerine konuşma yapmaya çalışıyorum. Benim için bir vefa borcudur, İmam Hatip Lisesi öğrencilerine sahip çıkmak.

Küçük bir ilçede yine İmam Hatip Lisesi öğrencilerine konuşma yaptıktan sonra, okulun müdürü ile sohbet ettik. Bana oturduğu ev ile ilgili anlattıklarını hemen ajandama not aldım.

Oturduğum apartmanın adı, Tevhid Apartmanı. Binayı yaptıranlar, ilçede yaptırdıkları tüm binalara benzer isimler koymuş. Tekbir Apartmanı, Tevhid Apartmanı, Yasin Apartmanı, Vahdet Apartmanı…

Ancak, bu arkadaşların ilçede yaptırdığı tüm apartmanlar problemli. O kadar çok malzemeden çalmışlar ki, evler dökülüyor. Adamlar çimento ve demir’den çalmış…”

Bu olayı ajandama not alınca, altına “Güler misin, ağlar mısın?” diye not düştüm. İslam’ın, “Yaptırdığınız apartmanlara Tevhid Apartmanı, Tekbir apartmanı gibi bir isim koyun!” diye bir emri yok. Ancak, çürük bina yaptırıp, daha çok kar etmek için, başka insanların hayatlarını tehlikeye atanların, kul hakkı yediklerini, haram para kazandıklarını belirleyen, o kadar çok hüküm var ki.

İslam’ın yeryüzünde tekrar hâkim olmasını isteyen Müslüman Tüccarlar, yaptırdıkları apartmanların isimlerini değil, temellerini sağlam yapmak zorundalar. Tevhid Apartmanı değil, sağlam malzemeyle sağlam apartman yapmanın, İslam’ı temsil ve İslam’a davet için, çok önemli bir araç olduğu gerçeğini, tekrar hatırlamak zorundayız. 

 

Sait Çamlıca

Eğitimci-Yazar

Kaynak Kitap

Kuran Alfabesi mi Ahlakı mı?

Online Sipariş:
Bu yazının alıntılandığı kitabı aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.